Barınmanın yeni mücadelesi: Mersin’de ev bulmak artık bir hayal mi?

Abone Ol

Bir zamanlar huzurun, denizin ve limanın şehri olarak anılan Mersin, son yıllarda bambaşka bir tartışmanın ortasında: kiralık ev bulmak artık her geçen gün zorlaşıyor. Eskiden bir haftada ev tutulur, semt seçmek lüks sayılırdı. Bugün ise insanlar sabah baktığı evi akşam bulamıyor, bir ilan birkaç saat içinde siliniyor. Kiralık daire arayışı artık sabır, zaman ve ciddi bir bütçe gerektiriyor.

Mersin, Türkiye’nin en hızlı büyüyen kentlerinden biri. Göç alan bir şehir olmanın avantajları kadar zorlukları da var. Liman, sanayi, üniversiteler, turizm ve hizmet sektörü derken şehir her kesimden insan için cazibe merkezi haline geldi. Bu durum doğal olarak konut talebini katladı. Özellikle Yenişehir, Mezitli ve Erdemli gibi sahil ilçelerinde ev bulmak adeta piyango kazanmakla eşdeğer hale geldi. Arz sınırlı, talep çok yüksek. Yeni konut projeleri yapılsa da henüz bu ihtiyacı karşılayacak seviyede değil.

Kiralık ev piyasasında en çok hissedilen şey istikrarsızlık. Aynı semtte benzer daireler arasında bile uçurum farklar oluşmuş durumda. Bazı ev sahipleri fırsatçılık yapıyor, bazıları ise ekonomik belirsizlikten çekinerek kiralarını kısa süreli tutuyor. Ev sahipleriyle kiracılar arasında gerilimler de artıyor. Tahliye taahhütnamesi baskısıyla evden çıkarmalar, fahiş artış talepleri, hatta mahkemeye taşınan anlaşmazlıklar artık Mersin’de sıkça yaşanan olaylardan.

Tüm bunların ortasında kiracı olmak, dikkatli olmayı zorunlu kılıyor. Kira sözleşmesini yazılı yapmak, her maddeyi açıkça belirtmek şart. Kira bedeli, artış oranı, depozito, ödeme tarihi ve evin teslim durumu mutlaka belgelenmeli. Özellikle tahliye taahhütnamesi konusuna dikkat edilmeli. Aynı gün imzalanan bir taahhüt geçersiz olsa da, birçok kiracı bu belgeyi baskı altında imzaladığı için mağdur oluyor. Kira ödemelerini banka üzerinden yapmak da büyük önem taşıyor. Elden ödenen kiralar, olası bir anlaşmazlıkta delil sayılmıyor.

Evin tapu durumu, yapının yaşı, aidat miktarı, çevredeki ulaşım olanakları ve güvenlik koşulları da gözden kaçmamalı. Sahil kesimlerinde yaz sezonunda kiraların yükselmesi, bazı evlerin kısa süreli kiraya verilmesi gibi durumlar da uzun vadeli kiracıların karşısına engel olarak çıkıyor. Kiracıların bu dönemsel değişimleri hesaba katarak hareket etmesi gerekiyor.

Emlakçılar da bu süreçte zorluk yaşıyor. Bir ilanı sabah girdiklerinde, öğleden sonra kiralandığına şahit olduklarını söylüyorlar. Hızla değişen fiyatlar yüzünden birçok kiracı evi beğense de karar verene kadar fırsatı kaçırıyor. Bazı kiracılar bütçesine uygun ev bulamadığı için şehir merkezinden uzak semtlere yöneliyor. Ancak bu kez de ulaşım maliyeti devreye giriyor.

Mersin, bir yandan büyüyen bir şehir olmanın dinamizmini yaşarken, diğer yandan barınma sorunuyla sınanıyor. Artan göç, turizm, yatırım ve şehirleşme, kentin ekonomisini canlandırıyor ama kiracılar için tablo her geçen gün zorlaşıyor. Ev sahibi olmak birçokları için uzak bir hayal, kirada yaşamak ise ayrı bir mücadele haline geldi.

Bugün Mersin’de ev aramak, sadece bir barınma ihtiyacını değil, yaşamın tüm dengelerini de etkiliyor. İnsanlar artık ev seçerken sadece metrekareye değil, adil bir kira, huzurlu bir mahalle ve güvenli bir sözleşmeye bakıyor. Çünkü bir ev, sadece dört duvar değildir; bir insanın hayatını kurduğu, umutlarını barındırdığı yerdir. Bu yüzden ev arayışı, aslında bir şehirdeki yaşam kalitesinin en net göstergesidir.

Mersin büyüyor, gelişiyor, değişiyor… Ancak bu değişimden herkesin eşit pay alabilmesi için barınma hakkı, bir ayrıcalık değil, bir öncelik olarak görülmeli. Ev bulmak bir yarış değil, herkes için erişilebilir bir hak olmalı.