BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -VI-

Abone Ol

Milli Duyarlılık ve Bayram Coşkusu: Bir Valinin Sosyal Sorumluluğu

Sabahattin Çakmakoğlu'nun Mersin valiliği döneminde fiziki altyapı projeleri yanında toplumsal hafızayı ve milli kimliği şekillendiren sosyal meselelere olan duyarlılığıyla da dikkat çekiyordu. Onun bu yaklaşımı, gündelik hayatın içindeki ayrıntılarda bile kendini gösterirdi. Mersin'den batıya, Erdemli ve Silifke istikametine uzanan hareketli sahil yolunda, yol kenarındaki bir gazinonun ismi bu anlamda kritik bir dönüm noktası oldu. İşletmenin "Omorfo" ismi, Çakmakoğlu'nun milli hassasiyetlerine adeta bir meydan okuma gibiydi.

Kıbrıs Barış Harekâtı ile kuzeydeki bu bölge "Güzelyurt" adını alarak Türkiye'nin bir parçası olmuşken, anavatan topraklarında aynı ismin Rumca versiyonunun kullanılmasını hiç de kabullenememişti. Bu durum, onun için bir isim meselesi olmaktan öte aynı zamanda tarihsel bir sorumluluk ve milli bir duruş meselesiydi. Hemen işletme sahibine haber göndererek, bu gerekçelerle ismin değiştirilmesi konusunda ısrarcı oldu. Onun bu tavrı, bir zorlama veya emirden ziyade, makul gerekçelerle yapılan bir ikna süreciydi. Bu incelikli yaklaşım, halkla devlet arasındaki ilişkide otoriter bir dil yerine, diyalog ve anlayışın hâkim olması gerektiğini gösteriyordu.

Konunun önemi, zamanın Başbakanı merhum Turgut Özal'ın Mersin ziyareti sırasında bir kez daha teyit edildi. Akşam karanlığında Silifke'ye giderken, aracın farları tesisteki "Omorfo" yazısını aydınlattı ve merhum Özal'ın da dikkatini çekmişti. Çakmakoğlu'nun "Üzerinde çalışıyoruz," cevabı boşuna değildi; kısa bir süre sonra dönemin Emniyet Müdürü Edip Bulut arkadaşlarının yaptığı uyarılar sonucu mesele çözüme kavuştu. Israrla belirli bir isim dayatmak yerine, işletme sahiplerinin kendi tercihi olan "Cem Tesisleri" ismini kullanmaya başlamaları, bu sürecin ne kadar olgunlukla yönetildiğinin bir göstergesi oldu ve bu anlayışlı tavırlarından dolayı işletme sahipleri tebrik edildi.

Bize göre Çakmakoğlu'nun bu tavrı, bir valinin sadece idari işlerle değil, toplumun kültürel ve manevi dokusunu korumakla da yükümlü olduğunu göstermektedir. "Omorfo" ismi, o güne kadar belki de kanıksanmış, önemsenmemişti. Ancak bir devlet adamının milli tarih bilinci ve ince dikkati, bu ayrıntıyı önemli bir mesele haline getirdi. Buradaki asıl önemli nokta, uygulama yöntemidir. Katı bir emir yerine, "uygun dille uyarma ve ikna" yönteminin seçilmesi, halka tepeden bakmayan, onunla hareket eden bir yönetim anlayışının eseridir. Bu yaklaşım, istenen değişimin kalıcı olmasını ve toplum nezdinde daha fazla kabul görmesini sağlamıştır. Bu olay, devlet-vatandaş ilişkisinde diyaloğun, nezaketin ve ortak akılla çözüm üretmenin ne denli etkili olduğunun klasik bir örneğidir.

Çakmakoğlu'nun bu milli duyarlılığı, bayram kutlamalarında da kendini gösterdi. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nda, batı müziği eşliğindeki standart gösteriler yerine, özümüze dönük bir uygulama başlattı. Tevfik Sırrı Gür Stadı'ndaki kutlamalarda, okul idarecileri ve öğretmenlerin de desteğiyle, seçilen türkülerimizin ezgileri eşliğinde gösteriler yapıldı. Bu değişiklik, inanılmaz bir sosyal dönüşümü tetikledi. Sahadaki gençler daha coşkulu, tribünleri dolduran 25 bin kişilik halk ise daha heyecanlıydı. Türkülerin sözlerine eşlik eden, yer yer onlara katılan seyircilerin coşkulu alkışları ve tempolu sevinç gösterileri, bayramı sıradan bir tören olmaktan çıkarıp, içten ve milletçe yaşanan bir şölene dönüştürdü.

Çakmakoğlu, bu deneyimden çıkardığı sonucu şu sözlerle ifade ediyordu: "Bayramlar, hepimizin içten duygularla katılmamızı gerektiren ortak değerlerimizin odaklanmış olduğu görüntülerle dolu ve coşkulu olmalıdır... Bayramları geniş halk kitlemizle paylaşarak sevdirmeli, yaşamalı, böylesine hareketlerle kutlamalıyız." Onun bu anlayışı, halk tarafından büyük bir kabul görmüş ve bayram, gerçek anlamını bularak dolu dolu yaşanmıştı. Bu uygulama, bir valinin yönetmekle değil, aynı zamanda toplumu bir araya getiren, milli ruhu canlandıran ve ortak değerleri pekiştiren bir sosyal mimar olabileceğinin de çarpıcı bir kanıtıydı.

14.11.2025 | BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK -VII- | Bir İlkin Mimarı: Mersin Serbest Bölgesi ve Bir Valinin Vizyonu.