Haber Merkezi
Toplantıda, depremin genel olarak en büyük, icraatta en küçük meseleye dikkat edilmesi Avşar, 61 milyon insanımızın deprem riski altında olduğunu, hem jeolojik açıdan hem de konut stoku sürdürülmesinde büyük risk olduğunu, bunun yerine iktidarın masadan sahaya inmeyen projelerle hep aynı teraneyi olduğunu belirtti. Avşar, bütüncül bir deprem oranların yol haritasına ihtiyaçları olduğunu, öyle “konuş, geçle” bu işlerin başarısını bununla birlikte belediye başkanlarının siyasi ayaklarıyla, usulsüz mahkemelerin katılımıyla ceza evlerine giderken iş birliğinin güzellemelerinin yapılamayacağı, adına meclis denetimi yapan koca Sayıştayın töhmet altında bırakıldığını ve bütün iktidar hızıyla cumhurbaşkanlığı hükümetin hükümeti olduğunu, devrinin de ancak hız desteği ve kameralar birlikte çalışalım ve kameralar ile birlikte çalışalım keserlerden durulmasının mümkün olduğunu belirtti.
'Deprem, doğal olarak en büyük; icraatta en küçük meseledir'
Avşar, depremin; Hemen hemen her gün ekranların son dakika haberlerine düşüyor, sosyal medya hesaplarında sürekli gündeme gelen, en çok merak edilen ve endişelerin yaşandığı bir savaş olduğu halde; İktidarın klasik çalışma şekli; toplantı, çalıştay, lansmanın kopmadığı, masa üstünden sahaya bir türlü indirmediğini, beka sorunu olarak tanımladığı halde bir basit sokak kavgası kadar ayrılığa almadığını, siyasetin genel özellikleri ancak üyelerine yetkisiyle gaspıyla alan bırakmadığı, ülkenin sözde, lafta en büyük; kapsamında, icraatta en küçük meselenin olduğunu belirtti.
'61 milyon insanımızın deprem riski altındadır'
Bölgenin jeolojik yapısına dikkat çeken Avşar, ülkemizin üzerinde bulundurduğu 485 diri fayı ile birimi büyüklüğü itibariyle %66'sı deprem riski altında olduğunu bu bölgelerde yaşayacağımızın %71'inin yaşadığını ve bunun da 61 milyon insanımıza denk geldiğini belirtti.
'Jeolojik açıdan yüksek deprem riski altında olduğumuz gibi konut stokumuzda depreme dirençsizdir'
Avşar; “Ülke genelinde 7,5 milyon bağımsız birim bulunması ve bunlardan 2 milyonunun acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. İstanbul'da ise yaklaşık 1,5 milyon kesinti yapıldığı, bunların da 600 bininin yıkılabileceği kadar tehlikeli durumda olduğu ifade edilmektedir" dedi. Avşar, bu fay hatlarını yıllar boyu atılamayacağını, ancak konutlarımızı doğal olarak dönüştürerek şehirlerimizi güvenli hale getirilebileceğini ve insanlarımızın bu beton tabutlarda ölümünü bekleyerek yaşamak zorunda bırakılamayacağını belirtti.
'Hep aynı terane…'
İktidarın ne oluyor soran Avşar, sözlerine devam etti, "23 Nisan depreminde depremle krizle, yerelin bütün ve genellikle de izinsiz gasp olayı yönetimiye çalıştı. Sonrasında Sayın Bakan, daha önce olanları gibi yine düzenini bozmadı ve 'İstanbul Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı' düzenlendi. Toplantıda; İstanbul'da 2012 yılında gerçekleşen olaylarn, dönüşümlerden bahsetti. depremin 'siyaset üstü' bir konu olduğu, asla politika yapılamayacağından 'ideolojik kavga' yürütülerek polemiklere konu edilemeyeceğinden, Tüm siyasi partileri, belediyeleri, bu Politikaya el uzatılması gerektiğini söyledi ve son olarak Valinin başkanlığında “İstanbul Kentsel Dönüşüm Komisyonu”nun kurulacağını da açıkladı.”
'Her yıl masa üstünde kalan birçok proje açıklanıyor'
Avşar, yukarıda anlattıklarının hep beklediğini çok yönlü ve iş birliğine açık sözler olduğunu ancak bu sözlerin yıllar boyunca beklediğini belirtti. Bir araya gelmek, konuşmak elbette iyi olmalı, fikirler olgunlaştırılmalıdır. Geçmişten geçen ancak masa aralarında kalan projelere örnek veren Avşar, Artık konuşmanın değil, icra süresi olduğunu ve ancak 23 yıl aralıksız olarak yönetilen bir iktidarın mazeret üretemeyeceğini belirtti ve her yıl birkaç tane böyle açıklama yapılabileceğini ama masa üstünde ayakta ifade etti.
'Söz tükenebilirdi artık bütüncül bir dönüşüm yol haritası açıklanmalı'
İstanbul Deprem Dönüşümüne değinen Avşar; konuyla ilgili soruları yöneltti,
"Madem, İstanbul Kentsel Dönüşüm Komisyonunu kurdunuz, yetki de verdiğinizi söylüyorsunuz. Bu komisyonun üyeleri, işlev ve fonksiyon ile çalışma usulü ve esasları belirlenmiş midir? Nasıl çalıştırılacak bu komisyon? Kararlar bağlayıcı mı olacak?
Peki, İstanbul deprem Dönüşümün bütüncül yol haritası var mı? Takvimi, fizibilitesi, finans kaynağı belirlendi mi?
Her ilçenin depremselliği, konut stoku, bütçesi, demografik yapısı göz önüne alınarak bir çalışma planı hazırlanacak mı?
Sürece siyasi partiler, sivil toplum grupları, medya ve üniversite dahil edildi mi? Bütün bu konularda kamuoyunu bilgilendirecek misiniz?”
Öyle “konuş, geçle” bu işler olmaz!
Avşar, öyle "konuş, geçle" bu işlerin gerçekleşeceğini, milletin önünde somut bir yol haritası, uygulama adımları ve takvim koyulmadığını, mevzu bahis canlarının olduğunu, iktidarın stratejik-eylem bütünlüğünü kaybettiğini, 23 yıl sonunda hala -cek -cak'lı cümlelerin kullanmasını doğru yapabileceğini söyledi.
'Belediye başkanları siyasi ayak oyunlarıyla ceza evlerine gönderilirken yeni bir belediye kanundan bahsedilemez'
Avşar, depremin kapıda olduğu, belediyelere ne kadar yük düştüğünü, fırsatta açıkladığı halde belediye başkanları çeşitli siyasi ayak oyunlarıyla ve insanların iradesi yok sayılarak ceza evlerine gönderilirken diğer genel olarak yeni bir belediye kanunu listelendiğini belirtti.
Söz konusu düzenlemenin değinen Avşar. "Yetkilerin geniş benim önüme geçiyorsun. çalışmalara da başlayacağım.", "Ne demek kanun? Ne demek demokratik düzen ve yönetim? En iyisi ben bilirim." denildiğini, merkezi idare dışında kalan, kaynaklar siyasi istikballer uğruna harcanmayan tek kurum belediyeleri olduğunu buna da ilişmek istediğini belirtti.
'Düzenleme yapmak 23 yıl sonra mı aklınıza geldi?'
Avşar, bu düzenleme, sizi de iktidarın taşra memurları olan vali ve kaymakamlara bağlanmayı da rahat kontrol ettiğinizi gösteriyor.”, anlayışının tezahürü olduğunu belirtti ve şayet sizin tabirinizle böyle bir “yozlaşma” varsa düzenleme yapmak 23 yıl sonra mı aklınıza geldiğinizi söyledi.
'Meclis adına denetim yapan koca Sayıştay töhmet altındadır'
Avşar; "Sayıştay'ın denetimi yeterli değil mi? Sayıştay düzenli olarak denetlemiyor mu? Bu genel güvenirliliğe kurumsal ve davranışlar zarar vermiyor mu? bununla birlikte 100'lerce kez mülkiye müfettişleri tarafından yapılan denetimler de suçlamalara konu bulgulara rastlanmış mı?" dedi.
'İş birliği güzellemeleri ile usulsüz mahkemeler geniş ve yetki gaspı bir arada olamaz'
Avşar, bir yandan iş birliği ve birlikte çalışma güzellemeleri anlatılırken diğer yandan Yetki gaspı, usulsüz mahkemeler ve yetkileri kanuni düzenlemelerle sınırlama girişimlerinde bulunmanın inandırıcı olmadığını belirtti.
'Bu, belediyelerin elini kolunu bağlayıp sonra hadi birlikte iş görebilir, demektir'
Avşar, yapılan tutarsızlıklara dikkat ederek "Bu adeta belediyelerin elinin kolunu kesip sonra hadi birlikte iş yapabilir, demek. Yazık arkadaşlar yazık! Çimento tabutlarda ölüm bekleyen halka yazık, deprem korkusuyla psikolojisi bozulan patolojiler talihsizlik" dedi.
'Eskiden seçim yapılacak!'
Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul'dan girerek “yozlaşmadan” kapasitesini, daha iddianamesi dahi ortaya çıkmasın bir süreç boyunca taraf olması, yargıya; “Bakın, burada suç örgütü var haaaa… ona göre karar verin” dediğini ve belediyelerin yetkilerinin sınırlandırıldığını, kaymakam ve valilerin yetkilendirilmesini söylediğini belirtti.
'Bu durum, külliye usulü yeni bir kayyum düzeni oluşturma girişimidir'
Seçilmiş belediye başkanını vitrin kayıtları yerel yönetim merkeze bağlama planının yapıldığını söyleyen Avşar, "Oldu olacak, seçim de olacak, belediye başkanlarını da atayın, olsun bitsin, nemize demokrasi, nemize seçme hakkı(!) Açık ve net; bu durum külliye usulü yeni bir kayyum düzeni oluşturmadır.
'Bütün bunlar, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sonuçları'
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine dikkat çeken Avşar sözlerine şöyle devam etti; "Bütün bürokrasi bakanlıkları dahil hepsi külliyenin sekretaryasını yürütmekte ve sadece en iyi sekreterliği kim yapar performansı dikkate alınmıştır. Yargısal siyasetçileri, iş inanlarını, gazetecileri, gençleri dövme sopası olmuş; bağımsız olarak kaybetmiştir. (yürütme-yasama-yargı) tek yaşlı toplanmış ve demokrasiye hoşgörü kalmamıştır” şeklinde konuştu.
'Ülkemiz, seçim odaklı, siyasi istikbal hedefli derin bir sistem krizi içindedir'
Sistemin tam bir sistemsizliği barındıran, Avşar, ülkedeki seçim odaklı, siyasi istikbal hedefli derin bir sistem krizi içinde olduğunu ve debelendikçe de battığını ve bunların patlamalarını şöyle anlattı: “Tepe taklak, borçla bölünmeye çalışılan ekonomide iliklilerimize kadar olan sürede. sanayiciyle, bitik tarımla, çöken sağlık sistemiyle, 8-10 yaş arası suçlarla emeklilik, yurt dışında kalan gençlerle çalışma, açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan işçi, memur ve emeklilikle emeklilik.
'Çözüm; güçlendirilmiş parlamenter sistemidir'
Avşar; “Elbette sistemi; yeniden demokrasi, temel hak ve hürriyetler değişikliklerine dayalı olarak birleştirilmiş parlamenter sistemle revize edilmelidir” şeklindedir.
'Kameralar önünde birlikte çalışalım dediklerinizin elini kolunu kesecek politikalardan uzak durun'
Avşar, sözlerinin sonunda önerilerde bulundu: "Her şeyden önce politikalarda bir başarı olmalı, kameralar birlikte çalışalım dediklerinizin elini tutacak politikalardan uzak durulmalı. Şu iyi bilinmelidir ki; söz artık para yoksa, uygulamaata geçilmelidir. İstanbul Dönüşüm Dönüşüm Komisyonu kurulacaksa üyeleri, işlev ve fonksiyon ile çalışma usulleri ve esasları belirlenmeli, alınacak kararları olmalı. Bir an önce deprem dönüşümün; koyulmalıdır.”
'Ortak bir çalışma planı hazırlanmalı'
Avşar, “Ortaklaşa atılacak adımlar ile gerekli iş parçalarının tespiti yapılırHer ilçenin depremselliği, konut stoku, bütçesi, demografik yapısı vb. unsurların göz önüne getirilmesi için bir çalışma planı hazırlanmalı. Siyaset üstü bir yaklaşımla tüm süreçlerin süresi dahil edilmelidir” dedi.
'Türkiye Konut Finansman Kurumu kurulmalıdır'
Avşar, "Daha önce kanun teklifi olarak önerilen 'Konut Finansman Kurumu' kurularak ucuz ve uzun vadeli temini sağlanmalı. Daha önce önerildiği gibi bir 'Meclis Deprem Denetim ve Kontrol Komisyonu' kurulmalıdır ve dolayısıyla kısa süre içinde deprem kredilerimiz bir kez daha yapılmamalıdır dönüşüm gerçekleşmemelidir" diye konuştu.