Haber / Begüm Acımış
Sonbaharın en güzel ayı geldi çattı… Yurdun dört bir yanını soğuk ve yağışlı hava esir almışken, Mersin Kasım ayının ilk günlerinde dahi güneşli ve ılık bir hava yaşıyor. Bu güzel havaları fırsat bilen Mersinliler ve hatta şehir dışından gelen birçok kişi Mersin’in bu eşsiz havasının tadını çıkarıyor. Bu kentte yaşayanlar özellikle hafta sonları sahil kenarında ılık havanın keyfini yaşarken, şehir dışından Mersin’e ilk kez gelecekler için sonbaharda Mersin’de keşfedilecek birkaç lokasyon önerimiz sizlerle…
Mersin’in dört bir yanı keşfedilecek doğal güzelliklerle ve tarihi kalıntılarla dolu. Kuzeyden güneye, doğudan batıya kadar birçok eşsiz güzelliği içerisinden barındıran kent, ziyaretçilerine hem maviyi hem de yeşili bir arada sunuyor. Her mevsim doyasıya gezilebilecek ender kentlerden biri olan Mersin’de sonbahar bir başka güzel. Kentin kuzeyinde merkeze oranla bir nebze daha serin hava hakim olurken sahil kenarında ise bugünlerde denize girebilirsiniz. Tercihinizi ilk olarak Toros Dağları’nın eteklerinde kent merkezine ortalama 20 dakikada ulaşılabilecek birçok doğal güzelliğe yeşil ve sonbahar rengi olan kahverenginin her tonunun görülebileceği yaylalardan yana kullanırsanız hem temiz havanın hem de eşsiz Mersin manzarasının seyrine doyamayacaksınız.
Arslanköy, Ayvagediği, Gözne, Fındıkpınarı, Kocahamzalı gibi yaylalarda şehir hayatının karmaşasına kısa bir mola vererek doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Ayrıca bu bölgelerde yöreye özgü ızgara çeşitlerini de deneyimleyebilirsiniz.
Kentin batısında ise alabildiğine uzanan sahil bandı şehre gelenleri karşılıyor. Erdemli, Silifke, Kızkalesi noktaları ise hem deniz havası almak isteyenler hem de tarihe merak duyanların uğrak yeri oluyor. Tarihe ışık tutan birçok yapı bu lokasyonlarda ağırlık kazanıyor.
Kent merkezi ise ayrı bir güzelliği yaşatıyor ziyaretçilerine. Her sokağı denize çıkan sokaklarıyla Mersin, ziyaretine gelenleri kucaklıyor. Mezitli ve Yenişehir ilçelerinde dilediğiniz yerde durup sahilde sandalyelerinizi atarak hem denizin seyrine hem de yüzünüze vuran güneşe doyamayacaksınız.
Tarihin en çok hissedildiği ilçelerden olan Tarsus’ta da St. Paul Anıt Müzesi’ni ziyaret etmeden şehirden ayrılmayın.