Özel Haber

Stratonikea Antik Kentine Hayat Verenlerin Başında Bir Mersinli Var…

Abone Ol

Haber / Sami Umut Çor

Muğla’nın Yatağan ilçesinde yer alan Stratonikeia Antik Kenti, son yıllarda yapılan kazı ve restorasyon çalışmalarıyla Türkiye’nin en dikkat çekici arkeolojik alanlarından biri hâline geldi. Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinin izlerini bir arada barındıran kent, “Yaşayan Antik Şehir” olarak anılıyor.

Antik kenti ziyaret ettiğinizde tarihin bütün katmanlarını yan yana görüyorsunuz. Bir tarih yolculuğu yapıyorsunuz adeta. 3500 yıl önceden Cumhuriyet dönemine her kültürel miras yerinde restore edilerek ziyaretçilere zamanda seyahat yaptırıyor.

Antik Tuvalet İlgi Çekiyor

Antik kentin en ilgi çekici yapılarından biri “latrina” yani umumi tuvaleti. Roma döneminde tuvaletler sosyalleşme mekanı olarak da kullanıldığından yan yana onlarca oturağın bulunduğu tuvalet ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu tuvalet oturaklarının birkaçı restore edilmiş. Bu latrina dönem yaşantısına ışık tutan Anadolu’daki en önemli örneklerinden biri.

Mermer Havuz İlk Günkü Gibi Ayakta

Antik kentin bir başka ilgi çekici kalıntısı da Roma hamamının mermer havuzu. Havuz beyaz mermerden restore edilerek neredeyse 2 bin yıl önceki haline kavuşturulmuş.

Enflasyonla Mücadele 2 bin Yıl Önce de varmış

Stratonikea’yı önemli kılan bir başka özellikli keşif ise meclis binası girişine kazınmış olan o dönemki gıdaların tavan fiyat alım fiyatları. Bu kentin yöneticileri enflasyonla mücadele için Agora’ da (Çarşı-Pazar) satılan ürünlerin taban fiyatlarını meclis binası girişine kazımışlar.

Anadolu’da devam eden en önemli kazılardan biri olan Stratonikea kazısının başından Mersinli bir profesör bulunuyor.

Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, son dönemde elde edilen bulgular ve projelere dair açıklamalarıyla hem bölge halkına hem de kültür dünyasına umut verici bir tablo çiziyor.

Tarihin Katman Katman Açığa Çıkışı

Prof. Dr. Bilal Söğüt, Stratonikeia’nın yalnızca Roma ve Helenistik dönemden izler taşımadığını; erken Tunç Çağı’ndan Osmanlı ve hatta Cumhuriyet dönemine kadar uzanan bir yerleşim geçmişine sahip olduğunu vurguluyor.

Kazı, restorasyon ve koruma çalışmaları kapsamında, kuzey şehir kapısı, kuzey ve batı caddeleri, Roma hamamı, latrina, antik tiyatro, gymnasion gibi pek çok alanda sürdürülen kazıların “yaşayan bir arkeoloji kenti” anlayışıyla yürütüldüğünü belirtiyor.

Cami Üstünde Cami

Antik kent üzerinde bulunan 1912 yapımı Şaban Ağa Camisi restore edilecekken aslında çok daha eski bir caminin temelleri üzerine inşa edildiği anlaşılıyor. Bu caminin de Menteşe Beyliği döneminde 13 ve 14. yüzyıllara ait olduğu tahmin ediliyor.

Kazı ekibi yapım tarihi çok daha geri giden bu eski caminin temellerinin de kapatılmasına razı olmuyor ve mevcut caminin tabanında eski caminin temellerini gösteren camdan izleme bölümleri oluşturuyor. Bu restorasyon başarısı ziyaretçilere tarihi katmanları görme zevki sunuyor.

Halen faal olan caminin önündeki sadaka taşı aslında bir roma sütunu. İnsanlar bu sütun üzerindeki yuvaya sadakalarını bırakmaya devam ediyor.

Cumhuriyetin Anısı

Kazıda savaştan yeni çıkmış bir milletin Cumhuriyete sahip çıkışını simgeleyen Cumhuriyetin 10. yılında dikilen anı taşı da koruma altına alınmış. 3500 yıl önceden Cumhuriyete tarih yolculuğu böylece tamamlanmış.

Kentin oldukça büyük antik tiyatrosunun restorasyonu büyük bir vinç yardımıyla devam etmekte. Binlerce taş yerine bu sayede konuyor. Çok eskimiş olanlarsa yenileriyle değiştiriliyor.

Prof. Dr. Bilal Söğüt, Stratonikeia'daki kazı, restorasyon ve araştırma çalışmalarındaki nihai hedeflerinin, kentin UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi'ne girmesini sağlamak olduğunu ifade ediyor. Yürütülen projeler ve titiz bilimsel yaklaşımlarla Stratonikeia'nın hem yerli hem de yabancı turistler için daha çekici bir destinasyon haline gelmesi amaçlanıyor.

Restorasyonlar sayesinde her geçen gün daha fazla eserin gün yüzüne çıktığı Stratonikeia, tarih ve arkeoloji meraklılarını ağırlamaya devam ediyor.