Haber / Gülsen Kaya
Psikologlar ve çocuk gelişimi uzmanları, kurban kesiminin çocuklar üzerinde uzun süreli etkiler bırakabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle hayvanların ayaklarının bağlandığını, gözlerinin kapatıldığını ve çaresizce kesildiğini gören çocuklar, bu sahneleri anlamlandırmakta güçlük çekebiliyor. Çocukların bu tür sahneleri izlemeye zorlanması, korku, endişe, kabus görme ve hayvanlara karşı duygusal uzaklaşma gibi psikolojik sonuçlara yol açabiliyor. Özellikle kurban kesimi sırasında çocukların bu sürece tanıklık etmemesi gerektiği konusunda aileleri uyarılıyor. Uzmanlar, kurban kesiminin çocukların bilişsel ve duygusal gelişimi açısından uygun bir deneyim olmadığını vurguluyor. Çocuğun yaşı kaç olursa olsun, kurban kesimini bir ‘görev’ ya da ‘cesaret testi’ gibi göstermek yerine, onun yaşına uygun bir şekilde bayramın anlamını anlatmak gerektiği ifade ediliyor.
Çocuklar paylaşıma odaklansın
Kurban Bayramı’nın çocuklara anlatılmasında odak noktası, paylaşma, yardımlaşma ve sevgi olmalı. Uzmanlar, bayramın; büyüklerin küçükleri sevindirdiği, komşuların birbirini ziyaret ettiği, akrabalarla bağların güçlendiği bir dönem olarak çocuklara aktarılması gerektiğini belirtiyor. Anne babaların, çocuklarına bayram sabahı selamlaşmanın, birlikte kahvaltı yapmanın, bayramlaşma ziyaretlerinin ve hediyeleşmenin anlamını öğretmeleri öneriliyor. Böylece çocuklar bayramı korkutucu ya da sarsıcı bir deneyim olarak değil, olumlu ve sıcak bir hatıra olarak hafızalarına kazıyabiliyor. Çocukların bayram sabahı kurban kesim alanlarından uzak tutulması, onların hem fiziksel hem de duygusal güvenliği açısından büyük önem taşıyor. Bunun yerine, çocuklara etin ihtiyaç sahipleriyle nasıl paylaşıldığı, bayramın nasıl bir dayanışma vesilesi olduğu anlatılmalı. Küçük yaşta verilen bu değerler, onların gelecekte empati sahibi bireyler olarak yetişmesine katkı sağlıyor.