Haber / Ceren Seyran İnan
Gündemde güncelliğini koruyan emeklilerin geçim derdi son zamlarla birlikte giderek zorlaştı. Yıllar içinde alım gücünü de kaybeden emekliler, asgari ücretin de altına kalan maaşlarla temel ihtiyaçlarını gidermekte zorluk yaşıyor. 2016 yılında asgari ücret bin lirayken, emekli maaşları ise bin 663 liraydı. Yıllar içinde değişime uğrayan dengelerle 2025 yılına gelindiğinde asgari ücret 22 bin 105 lira olurken, emekli maaşı 16 bin 881 liraya geldi. Yılar önce asgari ücretin üzerinde kalan emekli maaşı geçen süre zarfında alt seviyelerde kaldı. Emekli maaşlarının yıllar içindeki seyrini ve emeklilerin günlük ihtiyaçlarını Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şubesi Başkanı Hüseyin Kurt ile konuştuk.
“Emekli maaşıyla 8 çeyrek alınırken şimdi 3 gram altın alınıyor”
Asgari ücret ve emekli maaşlarının durumunun 2000’li yılların başından itibaren ele alan Kurt, “2002’de asgari ücret 187, emekli maaşı 257 liraydı. Yaklaşık yüzde 40 fazlasıydı. Yıllar içerisinde emeklilerin alım gücü, maaş bağlama katsayıları düşürülerek yüzde 70’ten yüzde 35’lere kadar indi. Emeklilerin çalışırken aldıklarının çok çok altında yaşamalarına sebep oldular. Yıllara baktığınızda 2002’de en düşük emekli maaşıyla 8 altın alınabilirken şu an 2025’e geldiğimizde 16 bin 500 lira civarında olan emekli maaşıyla 3 gram altın alınabiliyor. Bu emeklilerin maaşının geldiği noktayı gösteriyor. Emekli maaşının asgari ücreti ile kıyaslamak değil insanca yaşamla kıyaslamak gerekiyor” dedi.
“Köşe başında simit satar, inşaatlarda çalışır hale geldik”
Emeklilerin çalışanlara göre daha zor bir durumda olduğunu dile getiren Kurt, “Asgari ücret ile yaşamını sürdüren bir işçi 22 bin lira ile kirasını ödediğinde günlük yaşamını sürdürecek para bulamazken, biz emekliler ise daha vahim durumdayız. Asgari ücretin çok çok altına düşen emekli maaşı sayesinde bizler dilenci durumuna düştük. Köşe başlarında simit satar, geceleri inşaatlarda çalışır duruma düştük. Bunu yapamayanlar ise çocuklarının, torunlarının yardımına muhtaç duruma geldiler. Ülkemizde geldiğimiz noktada, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın deyimiyle bayramlarda sadaka verilecek duruma geldik. Bu anlamda bizler 16 bin 500 lirayla yaşamanın mümkün olmadığını düşünüyoruz ve bu alanda mücadele etmeye çalışıyoruz. Emekliler ne yazık ki kiraların 20 bin lirayı bulduğu Mersin gibi bir kentte 16 bin 500 lirayla insanca yaşamanın mümkünatını bulamıyor” ifadelerini kullandı.
“Çürümekte olan sebzelerle yemeklerini yapmak durumuna düşmüş insanlarımız var”
Emeklilerin günlük hayatında en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz olduğuna ve yaşamsal feragatlerde bulunduğuna dikkat çeken Kurt, “Yaşadığımız kentte dolmuşlar 30 lira olmuş. Belediye otobüsleri 60 yaş altındaki insanlar için yine aynı ücretlerde. Evden dışarı çıkan ve iki kere minibüs kullanan bir vatandaşın bunu karşılarken bile hesap yapıp evden çarşıya yürüyerek geldiğini biliyoruz. 16 bin 500 lira olan emekli maaşı ile günlük rutin içerisinde kirası 10 bin liranın altında olmayan yerlerde yaşamanın mümkün olmadığını görüyoruz. Emekli kardeşlerimiz semt pazarlarının akşam ucuzluğunu bekliyor. Atıl durumda, çürümekte olan sebzelerle yemeklerini yapmak durumuna düşmüş insanlarımız var. 1 kilogram domatesin 80 lirayı bulduğu, salatalığın kilosunun 40- 50 lira olduğu bir yerde bizlerin rahat bir şekilde yemek yapmamız mümkün değil. Kiralarını ödeyemeyince ev sahipleriyle tartışan, kovulan insanlarımız var. Günlük hayat biz emekliler için dayanılmaz duruma geldi. Ek iş yapacak kadar gücü yoksa namerde muhtaç denilen duruma düşmüş halde” sözlerini kaydetti.




