Haber / Begüm Acımış

“Tarihte Bugün” olan olaylar başlığı sıklıkla karşımıza çıkar. Bazen olumlu bazen de olumsuz gündemler, geçmişte yaşanan ve hala etkisini bugün dahi hissettiğimiz olaylar geleceğimizi de şekillendirir bazen.

22 Aralık tarihinde yaşanan olaylara göz attığımızda; 1453 yılında İstanbul Üniversitesi (Darülfünun) kurulduğu, Darülfünun da, 1933'te üniversiteye dönüştürüldüğü yine 1849 yılında Dostoyevski son anda idamdan döndüğü, 1962 yılında Hâkimler ve Savcılar Kurulu kurulduğu gibi gündemlerle karşılaşırız.

Biraz daha günümüze yaklaştığımızda ise 2000 yılında yürürlüğe giren “Rahşan Affı” karşımıza çıkar.

Bu olaya göz attığımızda süreç şöyle gelişir:

Rahşan Ecevit'in önerisiyle Rahşan Affı veya Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası, 22 Aralık 2000'de uygulanan af yasasıdır. Yasayı Bülent Ecevit başbakanlığındaki DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti çıkarır. Af ile 70 bin kişilik kapasitesi dolan cezaevlerinin nüfusu 40 bine kadar düşer. Ancak mahkum sayısı 3 yılda 20 binden fazla artarak yeniden 64 bine çıkar.

Rahşan Ecevit, bu affı bir olaydan etkilenerek gündeme getirir. Olay şu şekildeydi:

Temmuz 1998'de basın; gündüzlerini kreşte, gecelerini ise 27 yıl ağır hapse mahkûm olmuş annesinin yanında cezaevinde geçiren 2 yaşındaki Aylanur'u haber yapar. Aylanur'un annesinin suçu, bir karı koca çifti öldürmektir. Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Bülent Ecevit'in eşi ve aynı partinin Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, bu haberden etkilenerek parti meclisi toplantısında af önerisinde bulunur.

4616 sayılı Şartla Salıverme ve Erteleme Yasası 21 Aralık 2000'de 85 ret, 2 çekimser oyuna karşılık 283 kabul oyuyla TBMM'de kabul edildi. 22 Aralık 2000'de Resmî Gazete'de de yayımlanarak yürürlüğe girer.

Peki af sonucunda ne olur? 70 bin kişilik kapasitesi dolan cezaevlerinin nüfusu 40 bine kadar düşer. Ancak mahkum sayısı 3 yılda 20 binden fazla artarak yeniden 64 bine çıkar. Bazı hukukçular, o dönem aftan yararlanıp serbest kalan mahkumların yüzde 60'tan fazlasının tekrar suç işleyerek hapse girdiğini belirtir.

Aftan tam 7 yıl sonra 2007 yılında Yaşar Gökşin adlı bir vatandaş ise af ile ilgili TBMM Başkanlığına tazminat davası açar. Davanın nedeni ise; tecavüz ve gasptan mahkum olan ve aftan yararlanarak serbest kalan bir mahkumun 39 yaşındaki kızı diş hekimi Zekiye Gökşin'e tecavüz edip öldürmesiyle ilgilidir. Baba Gökşin, kızının öldürülmesiyle ilgili TBMM’yi sorumlu tutarak, “Eğer 'Rahşan Affı' diye bilinen af kanunu çıkmasaydı o cani hapiste, kızım da yaşıyor olacaktı” der.

Af ve beraberinde getirdiği bu ve buna benzer olaylar, söz konusu dönemde gündemden uzun süre düşmezken bir babanın haklı isyanı ile birlikte bu olay da tarihin tozlu sayfalarında “Rahşan Affı” ile yerini aldı.

Muhabir: Yazar Silinmiş