Haber / Ceren Seyran İnan
Aksaray’da zayıflamak amacıyla poşetli bitki çaylarını sık sık tüketen genç bir kadın, karaciğer yetmezliği nedeniyle hastanelik alarak karaciğer nakli olmak zorunda kalmıştı. Durumu kısa sürede ağırlaşan kadın, Ulusal Acil Organ Bekleme Listesi’ne alındı ve yapılan karaciğer nakliyle hayata tutundu. Olay, bitki çaylarının bilinçsiz kullanımının ne denli ciddi sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gündeme getirdi.
Uzmanlara göre, özellikle zayıflama vaadiyle pazarlanan bazı bitki çaylarının içerikleri bilinçsizce ve uzun süreli kullanıldığında karaciğer, böbrek ve sindirim sistemi üzerinde toksik etkilere yol açabiliyor. Doğal kaynaklı olmaları, bu ürünlerin tamamen güvenli olduğu anlamına gelmiyor. Özellikle poşetli, ticari bitki çaylarında katkı maddeleri, laksatifler ve metabolizmayı hızlandırıcı içerikler bulunabiliyor. Bitki çaylarının günde bir ya da iki fincandan fazla tüketilmesinin karaciğer fonksiyonlarını bozabileceği, elektrolit dengesizliği yaratabileceği ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği konusunda uyarılar artıyor. Vücudu ‘temizleme’ ya da ‘yağ yakma’ gibi vaatlerle sıkça kullanılan bu ürünler, bilinçsizce kullanıldığında tam tersine toksik etkiler yaratabiliyor.
Bitki çayı kullanımında nelere dikkat edilmeli?
Bitki çaylarının aşırı ve bilinçsiz kullanımıyla birçok zarar kapıya dizilirken nelere dikkat edilmesi gerektiği şu şekilde sıralandı:
“Doktor önerisi olmadan bitki çayı kürlerine başlanmamalı.
Günlük tüketim miktarı aşılmamalı.
İçeriği belirsiz, etiketsiz veya merdiven altı üretim olan ürünlerden kaçınılmalı.
Zayıflama amacıyla kullanılan ürünlerin içeriği dikkatle incelenmeli.
Her bireyin sağlık durumu farklıdır; kronik hastalığı olanlar ve düzenli ilaç kullananlar özellikle dikkat etmeli.”
