Haber / Umut Çor
Türkiye’nin ilk özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankası olarak 74 yıldır ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma odağında çalışmalarını yürüten Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde toplumsal cinsiyet eşitliği alanında ‘Derindeki Fay Hattı: Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği’ raporunu yayımladı.
Afetlerin toplumsal cinsiyetle bağına ilişkin rehber niteliği taşıyan rapor, 2023 yılında yaşanan Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremleri odağına alarak konuyu toplumsal cinsiyet ekseninde analiz ediyor. Toplumsal cinsiyet ve afet etkileri arasındaki iki taraflı ilişkiye dikkat çeken rapor, toplumsal cinsiyet rollerinin kadınları afetlere karşı daha kırılgan halde bırakabileceğini, kadınların hazırlıklı olma ve zorluklarla baş etme kabiliyetlerinin erkeklerden daha olumsuz düzeyde etkilenebileceğini aktarıyor. Afet sonrası dönemde toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri daha da derinleşebiliyor. Raporda bu iki yönlü ilişki ev içi bakım yükü, istihdam, eğitim, finansal kaynak ve servisler ile bilişim teknolojilerine erişim gibi başlıklar üzerinden ele alınıyor.
Raporda sorunların çözümü noktasında, kadınların toplumsal alandaki görünürlüklerinin desteklenmesi, başta depremden etkilenen bölgeler olmak üzere ülke genelinde kadın istihdamının artırılması, kız çocuklarının eğitime devamı, karar mercilerinde eşit temsil sağlanması gibi önemli başlıklar yer alıyor.
TSKB Ekonomik Araştırmalar’ın “Derindeki Fay Hattı: Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği” raporunda öne çıkan diğer önemli başlıklar;
Afet sonrası dönemde azalan aile geliri ve sosyal yardımla beraber bakıma ihtiyaç duyanların artması kadınların yüklendiği sorumluluğu daha da ağırlaştırıyor.
Sorumlulukların eşitsiz dağılması kadınların zaman eksikliği çekmesine neden olarak ücretli işlerde çalışmalarının önünde engel oluşturabiliyor.
Kadınların işgücüne katılım ve istihdamlarının erkeklere kıyasla düşük seviyelerde kalması afet sonrası dönemde kadınların zorluklarla başa çıkma kapasitesini riske sokabiliyor.
Afet sonrası dönemde eğitime devamlılığın risk altında olduğu, bu riskin kız çocukları için daha büyük olabileceği gözlemleniyor.
Afet sonrası dönemde zorluklarla baş etme kabiliyetini artıracak finansal kaynak ve servislere erişimin kadınlar için daha düşük olduğu görülüyor.
Türkiye’de internet kullanımının diğer üst-orta gelir seviyesindeki ülkelerden yüksek olduğu görülüyor. Buna karşın, internet kullanımındaki cinsiyet uçurumunun yüzde 7,6 puan ile benzer ülkeler genelinde görülen yüzde 1,7 puanın çok üstünde olduğu izleniyor.
Toplumsal cinsiyet rolleri kadınların afet karşısındaki kırılganlığını şekillendirirken, kadınları öncesi ve sonrasıyla afet sürecinin önemli bir parçası haline getiriyor.


