Haber / Begüm Acımış

Eski Türkçe kün “güneş, gündüz” sözcüğünün evrimleştirilmiş hali olan günaydın mesajı ortalama öğlen 12’ye kadar kullanılıyor. Sabah uyanır uyanmaz ev ahalisinden söylenmeye başlanan “günaydın” kelimesine son zamanlarda farklı farklı anlamlar da yüklenmeye başladı. Hatta kelime şeklen de değişti.

Nasıl mı?

Mesela yeni biriyle tanıştınız ve birkaç gündür yazışıyorsunuz. Sonra her sabah heyecanla elinize telefonu alıp işte o kelimeyi beklediğiniz anlara geçiyorsunuz ve beklenen o an… “Bir mesaj alındı” Mesajda sadece “günaydın” yazıyorsa o bakkal Ferit Amca’ya her sabah geçerken seslendiğin bir iyi dilek mesajından ibaret olarak kalır. Ancak o mesaj “günaydınnnn” olarak gelirse evet, işte o mesaj asıl amacına ulaşmıştır.

Nasıl mı? İşte şöyle:

Vücudumuzda salgılanan bazı hormonlar vardır. Mutluluk, öfke, sinir, heyecan gibi anlarda salgılanır bu hormonlar, hepsinin de farklı isimleri vardır. Bizim için bu hormonların içerisinde önemli olan başlıcaları dopamin ve serotonindir yani mutluluk hormonu olanlar. İşte o bol n’li günaydın mesajı da vücudumuzda bu etkiyi yaratır. Heyecan, mutluluk ve adrenalin…

Burada önemli olan devamlılıktır. Bu mesaj ne kadar devam eder ve n’ler ne kadar uzun olursa ilişki o kadar sağlam kabul edilir.

Yalnız bu mesaj bir anlam karmaşasını daha beraberinde getirir o da “Biz şimdi neyiz?” sorusuna çıkar. Bu sorunun cevabını da alt mesajları alarak kendiniz çıkarabilirsiniz.

Muhabir: Yazar Silinmiş