Röportaj / Yavuz Aslan Karakoç Mersin’de 2000 yılından beri faaliyet gösteren Betik Sahaf Kitapevi’nin sahibi Eren Kaplancık ile kültürel anlamda sahaflığın yeri ve konumu, kitap esnaflığının zorlukları ile zevkli yanları üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. İlk olarak kitap esnaflığına Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde öğrenimini sürdürürken başlayan Eren Kaplancık, sonraki dönemlerde farklı birkaç iş deneyiminin ardından kitapçılık yapmaya karar verdiğini belirtiyor. Mersin’de ilk olarak profesyonel anlamda kitap alım satım işini bir arkadaşıyla birlikte yapmaya başlayan Kaplancık, düzenli olarak o tarihlerden itibaren mesleği sürdürüyor. Öncelikle sizi tanımak isteriz? 1968 Mersin doğumluyum üniversite için Ankara’ya gittim Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde iktisat eğitimi aldım. Henüz öğrencilik yıllarımda sokaklarda kitap esnaflığına başlamıştım. Mezuniyetten sonra da birkaç farklı iş deneyimlerimin ardından kitapçılık yapmaya net olarak karar verdim ve Ankara’da kitapçılık yapmaya başladım. 2000 yılından itibaren Mersin’e geri geldim ve bu işi o yıllardan beri düzenli bir şekilde Mersin’de devam ettiriyorum. Sizce sahaflık nedir? Sahaflık çok genel bir tabirle, başka üstatlarında söylediği sözlere dayanarak şöyledir: “Ölülerin kitaplarını alıp, ölecek olanlara o kitapları satma işidir.” İşin özü bu şekildedir. Yaptığımız iş ikinci el birtakım kitapları ve belgeleri alıp bunları tekrar okuyucuya, kullanıcıya sunma işidir. Esas işi kitapçılıktır. Sahaflık hayatınızda kimseyle paylaşamadığınız kitaplarınız oldu mu? Satmak istemediğiniz kendi kütüphanenizde bulundurduğunuz parçalar mevcut mu? Oluyor tabii. Kişisel olarak ilgimi çeken kitapları elimde tutuyorum. Bunları ancak kitaplara çok ilgili biri olursa kullanımına sunuyorum. Elimde bulunan, satmak istemediğim çok nadir ve güzel eserlerim var kütüphanemde. Türk edebiyatından imzalı kitaplar mevcut; Yakup Kadri,Edip Cansever, ÖzdemirAsaf gibi değerli yazarların imzalı kitapları kütüphanemde bulunuyor. Bunun dışında dergilere meraklıyım. Nadir dergilerden oluşan ciddi bir koleksiyonum var. Şu an Türkiye’de ve Mersin’de sahaflık işini mevcut konumda nereye koyabilirsiniz? Mersin’de daha önce sahaflık yoktu ve benimle başladı diyebilirim. Kitap esnaflığını Mersin’de meslek olarak yapan ilk ben oldum. Ondan önce de ikinci el kitap satan yerler vardı ama Mersin’de profesyonel anlamda kitap esnaflığının benimle başladığını söyleyebilirim. Ayrıca Türkiye’de sahaflık mesleği gittikçe azalsa da bu mesleğin ölmeyeceğini düşünüyorum. Kitap ve belgeler olduğu müddetçe bu iş sürecektir. Türkiye’de çok usta sahaflar var Ankara ve İstanbul’da halen düzenli bir şekilde onlar sürdürüyor. Müşterileriniz genelde hangi tarz kitaplara ilgi gösteriyor. Gençlerin özellikle okumak istedikleri bir tür veya dönem var mı? Yaptığımız işin iki özelliği var. Birincisi popüler ve güncel kitapların ikinci ellerini satmak, ikincisi ise nadirat dediğimiz nadir kitapların alım ve satışını yapmak. Gençler daha çok ucuz kitaba yöneliyorlar. Yani popüler kitapların daha ucuzuna rağbet ediyorlar. Gençler mevcut koşullarda kitap fiyatlarının çok yüksek olmasından kaynaklı bize yöneliyorlar. Tarz veya dönem olarak tercihlerinin ise genellikle popüler edebiyat olduğunu söyleyebilirim. Sahaflık hayatınızda anılarınıza yer etmiş olan enteresan bir olay yaşadınız mı? Unutamadığım ve bana enteresan gelen üzüldüğüm bir olay yaşadım. Bazen müşterilerimiz kitaplarını vermek için bizi evlerine davet ederler. Çocuklar ölen anne babalarının kütüphanelerini satmak isterler genelde. Bu durum genellikle kitapların fazla yer kaplaması, toz yapması veya insanların ne yapacaklarını bilemedikleri için gerçekleşir. Böyle durumlarda çocukların anne babalarından kalan anılarına sahip çıkamamaları bana oldukça enteresan geliyor. Aynı zamanda bu durumu kişisel olarak beni üzen bir durum olarak ifade edebilirim.
Muhabir: Yazar Silinmiş