Haber / Alper Yetgün
3 Aralık 1920 tarihinde Ermenistan ile imzalanan bu anlaşma, 29 Ekim 1923’te resmen kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti’nin zeminini hazırlayan en önemli adımlardan biriydi.

1920 yılının Eylül ayında Doğu Cephesi’nde harekete geçen Kazım Karabekir komutasındaki 15. Kolordu, Misak-ı Milli sınırları içerisindeki Doğu bölgesini geri kazanmış ve Ermenistan ile yapılan Gümrü Antlaşması ile bu sınırları uluslararası çapta kabul ettirmiştir.
MİSAK-I MİLLİ RESMİYET KAZANDI
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti için belirlemiş olduğu Misak-ı Milli sınırları, Ermenistan ile yapılan Gümrü Antlaşması ile birlikte uluslararası kapsamda ilk kez tanındı. Söz konusu anlaşmanın ardından Sevr Antlaşması ile Doğu’da kendilerine toprak verilen Ermenistan yapılan bu antlaşmayla birlikte Sevr’i tanımadığını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Milli sınırlarını resmen kabul etmiş olduğunu belirtti.

Ermenistan ile yapılan bu antlaşmanın ertesi günü Ermenistan, Bolşevik Kızıl Ordu’sunun denetimine girdi ve burada bir Sovyet Hükümeti kuruldu. Sovyet Hükümeti’nin kurulması ile birlikte TBMM ve Ermenistan arasında yapılan Gümrü Antlaşması, 1 gün içerisinde geçerliliğini kaybetti. Ancak buna karşın TBMM ve Sovyet Rusya arasındaki görüşmeler neticesinde Gümrü Antlaşması yerini Kars ve Moskova Antlaşmaları’na bıraktı.
Böylelikle Misakı Milli sınırları içerisindeki Türkiye’nin Doğu sınırı resmen tayin edilmiş ve bunu dönemin büyük devletlerinden bir olan Rusya’nın kabulü ile uluslararası arenada geçerlilik kazanılmıştı. 29 Ekim 1923’te resmen kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti, Ermenistan ve Rusya ile yaptığı antlaşmalar sonucu Doğu Bölgesi’nin güvenliğini tayin etmiş ve tüm gücünü Batı’ya aktarmayı başararak ülkenin kuruluşunun zeminini döşemeyi başarmıştı.



