Mersin
19 May, 2024, Sunday
  • DOLAR
    32.42
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2403.5
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59618.85$

Toroslar’ın Yeni Başkanı, Mersin Haber Merkezi’ne Konuştu

Mersin seçimlerinde herkes her şeyi bekliyordu ama kimse 30 yıldır Sağ iktidar tarafından yönetilen Toroslar Belediyesi’nin bu kadar büyük bir farkla Sol’a geçeceğini tahmin etmiyordu. Bu başarının baş mimarı Abdurrahman Yıldız’dı. Pos bıyıkları, “Ben Solcuyum” diye bağıran tavrı, hali, hareketleri, halkta sempatiyle karşılandı. CHP-DEM pazarlıkları nedeni ile adaylığı çok geç açıklandı ancak bu dezavantaj da onun başarısını engelleyemedi.

Haber / Umut Çor

Abdurrahman Yıldız, kısa seçim kampanyasında halka dokunarak ilçede CHP oylarını geçen seçime oranla 10 puan artırdı. Rakibi Cumhur İttifakı’nın güçlü adayı Ali Öz’e 7 puan fark attı.

Toroslar Belediyesi’nin yeni başkanı Abdurrahman Yıldız ilk röportajını Mersin Haber Merkezi’ne verdi. Yıldız, Genel Yayın Yönetmenimiz Umut Çor ve Muhabirimiz Hikmet Durgun’un sorularını cevapladı.

İşte çok konuşulacak o röportaj…

HALK DEĞİŞİM İSTİYORDU, GERÇEKLEŞTİRDİ…

Umut Çor: “Mersin Haber Merkezi olarak seçimlerde en büyük sürprizi yapan belediye başkanıyla ilk olarak röportaj yapmayı seçtik, tercih ettik. Siz de bizi kabul ettiniz. Teşekkür ederiz. Efendim, bu sürpriz nasıl gerçekleşti? Yani bu kadar büyük bir farkla. 30 yıl sonra bir Sağ belediyeden, belediyeyi almayı bekliyor muydunuz?

Abdurrahman Yıldız:Öncelikle hoş geldiniz, zahmet ettiniz, teşekkür ediyorum gelip röportaj yaptığınız için. Şimdi seçimler döneminde aslında biz sokağı koklayarak geldik. Yani matematik bilimine inanırım ben. Sonuç itibarı, ölçümler, tartışmalar eğer dürüst bir şekilde yapılıyorsa zaten size önceden belli mesajları, toplumun beklentilerini veriyor. Şimdi Toroslar'da toplum çok ciddi bir şekilde bu değişimin olmasına inanıyor ve istiyordu. Böyle bir şeyi, istediği şeyi de aslında gerçekleştirdi.

Şimdi ben seçim döneminde, kampanya boyunca bu yüzden daha fazla evde akşam toplantısı yaptım. Daha çok kadınların bulunduğu toplantılara katıldım. Bu yerlerde siyasetin nabzı aslında üç aşağı beş yukarı açığa çıkıyor. Yani bugüne kadar CHP dahil olmak üzere herhangi bir sol partiye oy vermeyen yurttaşların önemli bir kısmı bize oy vereceğini söylüyorlardı zaten. Çünkü konjonktür de buna çok fazla müsaitti, çok fazla itti insanları. Öte yandan 30 yıldır bu belediyeyi yöneten zihniyet aynı zihniyet. Ama 30 yıldır Toroslar, çıplak gözle de görüleceği üzere kesinlikle hak ettiği hiçbir değere kavuşamadı. Yani beraber belediye olduğu diğer ilçeler ile karşılaştırıldığında aslında Toroslar’ın; ne kadar çok hizmete aç olduğunu, ne kadar çok hizmete ihtiyaç duyduğunu görmek çok mümkün.

Dolayısıyla halk artık bıktı. Bizim eski dönem siyasetçilerin yaptığı hamasetle işi götürmeye, hamasetle artık bir yere varmaktan ve o hamaset söylemiyle sonuç elde etmeden artık toplum bıktı ve toplum gerçeklerle karşı karşıya gelmeyi, gerçeklerle yüzleşmeyi kabul etti. Biz hizmet alamadık, biz çok geri kaldık. Biz hak ettiğimiz yerlere ulaşamıyoruz. Dolayısıyla bizim bu hamasetle siyaset yapanlarla bu hedeflerimize ulaşmamız mümkün değil. Dolayısıyla bizim bir değişime ihtiyacımız var. Bizim burayı dönüştürmeye ihtiyacımız var ve aslında toplam adayların içerisindeki bu işi dönüştürebilecek, bu kenti yeniden kurabilecek, bu kenti bütün kentli ile birlikte yönetebilecek tek aday olarak da bizi gördüler.

Dolayısıyla bunu ifade ettiler. Biz de sorumluluktan yola çıkarak söylüyorum bunu seçimden epey bir zaman evvel bunu fark etmiştik bizim bu seçimi kazanacağımızı çünkü toplumda değiştirme, dönüştürme talebini çok net bir şekilde açık olduğunu görmüştük.

Umut Çor: Bu kadar fark bekliyor muydunuz?

Abdurrahman Yıldız: Rakamlar bu kadar olur mu bilemem ama yüzdelik oranların 4’ten fazla olacağını düşünüyordum, yüzde 4'ten daha fazla çıkacağını düşünüyordum çünkü ölçümler de aslında bunu söylüyordu. Özellikle son 10 gün kala yapılan bütün ölçümler 4'ün üzerine çıktığımızda 4 civarında fark atacağımızı gösteriyordu. Yani yüzde 4'ten bahsediyorum.

SOL DOKUNUŞ GEREKLİYDİ

Umut Çor: Size baktığımız zaman, işte gerçek bir solcu, sosyalist, hatta bazı televizyonlarda böyle bir solcu tiplemesi yapılırsa tıpkı sizin gibi karakterize ediliyor. Siz buraya bu şekilde geldiniz. Yani sol, sosyalist, çevreci bir belediye başkanı olarak. Ama bizde genelde belediye başkanları seçildikten sonra birazcık daha düzene uyarlar. Ne kadar soldan da gelseler, sol belediyede olsalar o düzene uyarlar. Siz bu düzene uyacak mısınız? Yoksa biz sizi yine çevre eylemlerinde görebilecek miyiz?

Abdurrahman Yıldız: Öncelikle şunu söyleyeyim bıyıkta keramet yok. Benim çocukluğumdan beri neredeyse ilk gençlik yıllarından bu yana hep bıyığım vardı. Dolayısıyla bende bir sitil haline geldi. Sonuçta benim imajım da oldu. Bu aslında bizim toplumumuzda geleneksel de bir şeydir. Bu toplumun erkeklerinin çok önemli bir kısmı zaten bıyık bırakır. Dolayısıyla bıyıklarda özel bir keramet yok. Ama solculara, sosyalistlere, dönüşüme yani kendi içindeki değişime, dönüşüme gelince tabii ki biz bu mevcut düzene ayak uydurmayacağız, zaten bu mevcut düzeni ne kadar aşındırırsak o kadar çok başarılı olacağız. Ne demeye çalışıyorum? Zaten mevcut düzen 30 yıldır bu belediyeyi bu hale getirdi. Yani orada bir keramet olsaydı gerçekten orada bir başarı olsaydı zaten bu iş buraya kadar gelmezdi. Demek ki bir sol dokunuşa ihtiyaç var. Mesela Büyükşehir Belediyesi için de aynı şey geçerli. Bakınız çok ciddi bir fark attı. Niye fark attı bu kadar o sol dokunuşu? Gerçekten toplumcu belediyecilik dokunuşunu, halkçı belediyecilik dokusunu, dokunuşunu yaratabildiği ve başarabildiği için çok ciddi fark attı burada mesela ve aldığı oylar bugüne kadar alınmış yolların çok üstünde.

Toroslar Belediyesi’nde sınırları içerisinde Toroslar ilçesinde, daha doğrusu Büyükşehir adına alınmış oylar çok ciddi oylar. Niye? Çünkü Toroslar'da bir dokunuş yaptı. Toroslar'da o dönem ilçe belediyesi kendi partisinden olmamasına rağmen burada çok ciddi büyükşehir yatırımları oldu ve bu, oy olarak geri döndü. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Evet, toplumun böyle bir beklentisi var, hizmet beklentisi var. Bunun da soldan doğru ciddi bir talep göreceği, bunun da soldan doğru ciddi bir arz haline geleceği biliniyor. Bizim ideolojik duruşumuz belli. Tabii ki bir sapma filan, onlar bizim yaşamımıza uymaz.

KOLTUK BENİ BOZMAYACAK

Abdurrahman Yıldız: Neticede biz neysek oyuz. Hatta efsanevi şeyleri de uyduruyorlar bize ilişkin, yaşamlarımıza, günlük hayatımıza ilişkin filan. Bu kadar abartılı değilse bile günlük yaşamımızda çok ciddi bir değişiklik olmadı. Yani ben 30 Mart öncesinde nasıl hayatını sürdüren bir mali müşavir isem, işte belediye meclis üyesiyim. O dönemde Büyükşehir'de ve Yenişehir'de, sonrasında da mali müşavirlikten belediye başkanlığına geçmiş; buranın ihtiyaçlarını, ağırlığını, sorumluluğunu idrak etmiş, bunu kendi yaşamında hissetmiş birisi olarak devam edeceğim.

Günlük yaşamda çok ciddi değişiklikler olmayacak. Dostluğum aynı, dostluk, arkadaşlarım, aynı arkadaşlar, akrabalarım aynı akrabalar, kent aynı kent, yaşadığım yer aynı yer. Dolayısıyla böyle bir dönüşümün benim kişilik olarak belleğimde olması mümkündür. Yani şunu demeye çalışıyorsanız: “Koltuk sizi bozacak mı?” diye sormaya çalışıyorsanız ben: “Hayır bozmayacak!” iddia ediyorum bunu. Ama tek başına benim vereceğim söz yeterli değil. Çünkü insan en nihayetinde işte hani derler ya “Çiğ süt emmiş bir varlıktır” diye, insan böyle bir şey ama toplumun da denetleyici olması lazım.

Yani bizim siyaset. Toplumun en büyük eksikliklerinden birisi bu. Siyaseti sadece şöyle bir şey zannediyoruz: 5 yıldan 5 yıla ya da 4 yıldan 4 yıla gideriz sandığa oyumuzu kullanırız ve bizim siyasi görevlerimiz biter zannediyoruz. Aksine böyle bir şey değil. Siyaset insanın 24 saatini, 365 gününü meşgul etmesi gereken bir şey. Diyelim ki; “Belediye başkanı gerçekten hizmet ediyor mu, vaat ettikleri ile bugünkü yaptıkları birbiriyle örtüşüyor mu, gerçekten koltuk onu bozmuş mu ya da vaat ettikleri şeylerin ne kadarını yapıyor, yapmıyorsa niye yapmıyor ya da hizmet gelmiyorsa niye gelmiyor, işte dün bizim kapımıza gelen, bizim oyumuz isteyen belediye başkanını bir daha niye görmüyoruz, nerede bu insanlar?” filan diye bunun sorgulamasını yapmalı bence toplum. Dolayısıyla toplumun görevleri de bu anlamda çok önemli. Yani siyasetin kendi başına bırakılması, sonra da siyasetten şikayet edilmesi hakikaten sıkıntılı bir durum. Kampanya dönemlerinde diyorlar ki: “Siz seçim döneminde geliyorsunuz, bir daha da buraya gelip, gitmiyorsunuz” şeklinde serzenişler, sitemler oluyor. Aslında bu sitemin altında yatan şeyin salt bizim kara gözümüzü görmek için bizi bekledikleri olduğunu düşünmüyorum. Bizim onlara hesap vermemizi istiyorlar. Yaptıkları işe ilişkin, bizim yaptığımız işe ilişkin, daha doğrusu harcadığımız bütçeye ilişkin, buradaki çalıştırdığımız insanların ürettiklerine ilişkin onlara hesap vermemiz istiyorlar. Aslında orada “Bizi seçimden sonraki dönemlerde de gelin, görün” diye tarif ettikleri şeyin altında yatan talep bence bu. Ama siyasetçi bu işi; “Esnafa giderim, selam veririm” filan gibi zannediyor. Ama öyle bir şey değil. Siyaset dediğin, günlük yaşamın bir parçası ve hesap alınabilir, verilebilir bir mekanizmanın parçası olarak değerlendirilmeli.

İŞE GELMEYİP MAAŞ ALAN HIRSIZLARA İZİN VERMEYECEĞİZ!

Umut Çor: Her mesleğin şanslı günleri vardır. Bugün bizim şanslı günümüz Mersin Haber Merkezi olarak. Çünkü daha önceden sizinle bir randevu almıştık röportaj için. Fakat bugün bir çıkış yaptınız mecliste. Bu, şu anda Mersin'de çok konuşuluyor ve bu çıkışta da belediyenin daha önce “Bankamatik memurlar” tabir ettiğimiz kişilerle doldurulduğunu söylediniz. Ne kadar memur var böyle.

Abdurrahman Yıldız: Yani şimdi bunu bilmiyorum. Memur da değil. Sadece benim söylediğim özel ve bütün çalışanlarımız için benzer bir şey söylüyorum. Şimdi maalesef Toroslar Belediyesi'nde bizim tespitlerimiz oldu. Dün itibarıyla bu arkadaşların 30 tanesinin de hizmet akdine son verdik, işten ayırdık bunları. Bu devam edecek, yasal bir süreç var. Yani “Ben kovdum” diyerek kovabileceğim bir şey değil bu iş. Böyle tutanakların tutulması lazım. Yani şunu anlatmaya çalışıyorum ısrarla bizim personelimizin bir kısmı işe gelmemeye devam ediyor yani işe gelmeden maaş almak istiyor. Biz de buna karşıyız, bunu babamızın oğlu bile yapmaya kalkarsa bunu engelleyeceğiz.

Mutlaka buna “Dur” diyeceğimizi ben bugüne kadar muhtelif platformlarda söyledim, dün mecliste de söyledim. Orada bir tartışma da oldu. Ben bu kentin bütçesinden maaş alıp, eskiler; Beytü’l-mal derler hazine işine yani bu aslında bize teslim edilmiş bir namustur. Sonuçta bu kentin bütçesini bize teslim ediyorlar. Bunu bizim namusumuz gibi korumamız lazım. Şimdi bize teslim edilmiş bu namustan bir şeyleri kaldırmak, namusumuzdan da bir şeyleri kaldırmak anlamına gelir. Buraya işe gelmeyip, buradan maaş alan arkadaşlar, bu bütçede bir şey çalıyor demektir.

Bu hırsızlıktır. En basit haliyle, en basit tarifiyle bu varsa biz buna izin vermeyeceğiz. Yani bu kentin bütçesinden para alıp, maaş alıp, kendisine tevdi edilen görevleri yerine getirmeyen hiçbir işçimiz, memurumuz, kadrolu çalışanımız neyse hangi statüde olursa olsun biz buna izin vermeyeceğiz. Mutlaka bunun gereklerini yerine getireceğiz. Pazartesiden itibaren yeniden kontrollerimizi daha da sıkı hale getireceğiz. İşe gelmeyenleri bir biçimde göndereceğiz. Buna izin vermeyeceğiz. Dolayısıyla bizim şeyimiz bu, kaygımız bu, derdimiz bu.

Şimdi sayılarını ben de bilmiyorum ama zaman zaman ifade ettim, şimdiki birinci etapta 30 arkadaşımız bu durumdaydı. Bunlar yavaş yavaş gelmeye devam ediyor. Birim amirlerine talimat verdik, yazılı. Dedik ki “Mutlaka işe gelmeyen arkadaşlarımızı tespit edin.” İşe sabahleyin gelip imza atılması lazım, görev yerine gidilmesi lazım vesaire. Dolasıyla biz bunu engelleyeceğiz, bunu bitireceğiz. Yıllardır bu engellenmiş, yıllardır maalesef burada haramzadeler türetilmiş. Bunu bitireceğiz biz. Bunun için ben söz veriyorum. Kesinlikle buradan maaş alıp hiç kimse evinde yatıp, uymayacak.

GEÇMİŞ DÖNEME DAİR SAYIŞTAY DENETLEMESİ İSTİYORUZ

Umut Çor: Yani nasıl devraldığımız belediyeyi?

Abdurrahman Yıldız: Çok ciddi uzun zamandır ödenmeyen bir borç var. Belediyemizde net bir rakama hala ulaşmış değiliz ama 600 700 milyon lira civarında borcumuz olacağını bekliyoruz. Çünkü sürekli yeni gelen faturalar var. Geçmiş dönemde burada bir kayıt problemi de var. Aslında biz de Sayıştay'a da bir dilekçe verdik gelip bizi denetlemesi üzerine. Çünkü Toroslar Belediyesi'nde önceki dönemden devraldığımız belediyede ciddi bir kayıt problemi var. Yani kayıt yani kayıt dışı işlerin kayda girmemiş olduğu şeklinde bir durum var. Bu hakikaten inanılır gibi bir şey değil.

Ben mali müşavirlik mesleğinden geldiğim için temel meselenin “kayıt” olduğunu düşünüyorum. Yani bir şeyin bir yere kaydedilmesi gerektiğini. Çünkü söz uçar, yazı kalır. Hele hele bu ticarette zaten kabul edilebilir bir şey değil. İşte mesela şu üzerinde oturduğumuz koltuklar bile bize bunların teslim edildiği söyleniyor. Ama kimin sipariş verdiği ve kimin teslim aldığı belli değil. Belli ki önemli bir kısmı teslim alınmamış, eksik teslim alınmış. Benzeri bir sürü şeyimiz var. Kayda alınmamış borçlarımız var. Yeni yeni çıkmaya başladı bunlar. Gelecekler, konuşuyoruz. Belediye ile ilgili olmayan çok ciddi harcamalar yapılmış.

Belediyenin konusu olmayan harcamalar yapılmış. Bunların hepsini tespit ediyoruz. Önemli bir kısmına itiraz edeceğiz. Uzunca bir zamandır borcunu tahsil etmeyen bir kısım bizim çözüm ortaklarımız yani Toroslar'da iş yapmış müteahhitler filan bir yıldan fazladır burada çalışma yapmış, bir yıldan fazladır tek kuruş para istememiş. Biz seçildiğimizin ertesi günü bizim önümüze iddialarla gelmeye başladılar. Yani bizim önümüze borçlar konulmaya başlandı. Biz bunların tamamına ilişkin bir tespit yapacağız. Gerçekten bu mallar alınmış mı, hizmetler teslim alınmış mı? Eğer alınmışsa tabii ki bunların hepsini bir vadeye bağlayıp borçlarımızı ödeyeceğiz. Sonuçta biz kimsenin borcunu inkâr edecek durumda değiliz. Ama bu işlerin yapılmış olduğuna bizim ikna olmamız lazım. Problem bu. Bunların kayda girmiş olması lazım. Kayda girmeyen her konuyu yargıya taşıyacağız. Zaten Sayıştay'dan da bir denetçi talep ettik. Belediyenin mevcut durumunu tespit etmesi ve rapor altına alması için denetçi talep ettik. Umarım Sayıştay bu konuda duyarlı davranır ve bir Sayıştay Denetçisi gönderir, burada raporlanır. Çünkü dediğim gibi bu paraların her biri vatandaşın alın teriyle kazandığı, vergisiyle ödemiş olduğu paralar, bizim babamızın evinden getirdiğimiz kendi mülkümüz, mirasımız filan değil. Onun için de herkesin hakkaniyetle bunu değerlendirmesi, harcaması gerekir. Ha bu arada önümüzdeki günlerde de bu borçlarla alakalı olarak detaylı bir açıklama yapacağım.

BELEDİYE ÇALIŞANLARINI HALK DA DENETLESİN

Umut Çor: Son olarak bize ve Toroslar halkına söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Abdurrahman Yıldız: Öncelikle bize bu teveccüh ve güveninden kaynaklı Toros halkına teşekkür ediyorum. Biz artık işimizin, gücümüzün başındayız. Toroslar'da değişiklikler olmaya başladı. Yurttaşımız da bunu görüyor zaten. Hatta fotoğraflar çekip bize gönderiyorlar. “Bakın siz geldiniz çalışmalar başladı, parklar temizleniyor, sokaklar temizleniyor, çöpler alınıyor” vesaire şeklinde. Ben onlara teşekkür ediyorum. 350 bin kişilik Toros halkından tek tek rica ediyorum. Biz sizin mahallenize onlarca, yüzlerce çalışan gönderiyoruz.

Bizim bunları belediyemizin standart prosedürü ile takip etmemiz çok mümkün değil ama siz takip edin Toroslar Belediyesi çalışanlarını ki biz pazartesiden itibaren onların üniforma eksikliklerini, kılık kıyafet eksikliklerini de gidereceğiz. Toroslar Belediyesi çalışanları belli. Lütfen mahallenizi süpürmeye gelen, çöpü almaya gelen, parçalamaya gelen, asfalt dökmeye gelen, kaldırımı yapmaya gelen belediye çalışanlarımızı bizimle birlikte siz de denetleyin. Onların orada iş yapmadan durmalarına engel olun. Çünkü bunları biz çok yaşadık bugüne kadar. Sabahleyin süpürgesini alıp mahalledeki kahveye gidip akşama kadar okey oynayan işçilerimiz olduğuna da biz kendimiz bizzat şahit olduk, gördük. Bunları hep beraber Toros halkıyla birlikte denetleyeceğiz. Toros halkı bize bir kredi açtı, dedi ki: “Biz, sizin bu kenti 5 yıl boyunca yönetmenizi istiyoruz ve biz de sizden şu hizmetleri bekliyoruz.” Evet, biz Toros halkının bizden beklediği her hizmeti onların beklediği süreden daha kısa bir sürede onlara ulaştıracağız. Bu kentin temel yapısal bir kısım standart sorunlarını çok kısa bir sürede aşacağız. Bunun için hem kendilerinden yardım istiyor hem de ben onlara bu kentin belediye başkanı olarak söz veriyorum; bu sorunlar çözülecek hem de çok kısa bir sürede çözülecek. Bir kez daha bu çerçevede hem size teşekkür ediyorum hem de Toros halkına bu güveninden ve tercihinden dolayı teşekkür ediyorum.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Facebook Yorum

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!