Haber / Barış Çoban
Mersin’de lise öğrencilerinin, açık öğretim liselerine olan ilgisi gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Bazı ortaokul öğrencileri ise ortaokulu bitirdikten sonra liseye hiç başlamadan, açık öğretim liselerine kayıt yaptırıyor. Açık öğretim liselerine artan ilginin nedeninin devlet liselerinde iki yıl sınıf tekrarı hakkı olması olduğu belirtiliyor.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül ile öğrencilerin açık öğretim liselerine artan ilgisi hakkında konuştuk.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) açık öğretim liselerine geçişin önünü açtığını anlatan Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “Daha önceki yıllarda liselerde öğrenciler ‘Sınava daha iyi hazırlanacağım’ ve benzeri gerekçelerle açık liselere geçiyordu ve MEB açık liselerin önünü açmıştı. Fakat bir süre sonra yaptığının liselerin içini boşaltmak olduğunu görüp önlem almaya çalıştı. Tabii bu geç oldu. Şu an için ise bu durumu zorlaştırmaya çalışıyor ama öğrenciler yine bir şekilde açık liselere geçiyor” dedi.
İşin işinde özel okullara teşvik olduğunu da vurgulayan Sümbül, “Eğitim öğretime daha az bütçe ayırarak devlet okullarının itibarı düşürülmeye ve özel okullara daha çok pasta ayırmaya çalışılıyor. Bunun mutlaka sosyal devlet politikası olarak ortadan kaldırılması gerekiyor. İkincisi, açık öğretim liselerine geçişin özendirilmemesi gerekiyor. Asıl olan çocukların okulda kalması ve eğitim öğretim ortamı içerisinde bulunmasıdır” açıklamasında bulundu.
Okulun sadece eğitim demek olmadığını dile getiren Sümbül, “Okullar sadece; Matematik, biyoloji, kimya vermiyor. Okul aynı zamanda bunların yanında öğrencinin akranlarıyla birlikte yaşama hazırlanması için çok önemli alışkanlıklarda kazandırıyor. Bu açıdan MEB, açık liselerin önünü açmak yerine öğrencileri okulda tutacak ve aynı zamanda sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirecek, öğrencilerin ihtiyaçlarını giderecek bir yol izlemeli” diye konuştu.
Sınıf tekrarı olan problemli öğrencilerin Mesleki Eğitim Merkezi’ne (MESEM), aktarılmasını amaçlayan bir uygulamanın da gündemde olduğunu aktaran Sümbül, “Sanayinin, fabrikaların ara elemana da ihtiyacı var. Bu ara elemanı gidermek içinde; Mesleki okullar açalım, MESEM’ler açalım gibi uygulamalar var. Bizim öğrencilerimiz işçi değildir. Öğrencilerimiz fabrikaların, sanayinin ucuz işgücü değildir. Öğrencilerimizin, gençlerimizin yeri okuldur. Belli bir gelişimi tamamlayana kadar ve 18 yaşına kadar herkes çocuktur. Çocukların hakları vardır. Bu açıdan da çocuklarımıza ucuz işgücü, sömürü aracı ya da küçük yaşta evlendirilen kişiler olmaktan çıkarıp, eğitim öğretim içerisinde çağdaş, laik, bilimsel ve anadilde bir eğitimden faydalanmalarına yol açmak gerekir” diyerek sözlerini noktaladı.
