Haber Merkezi
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şubesi ile Uluslararası İlişkiler Bölümü ve Medeniyet Okumaları Topluluğumuz iş birliğinde, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem’in konuşmacı olduğu 'Dilimiz kimliğimizdir' adlı konferans gerçekleştirildi.
“Milli ve manevi değerlere ilişkin etkinliklere kapımız sonuna kadar açık”

Mersin Üniversitesi Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta konuşan Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, olarak milli ve manevi değerlere ilişkin konferansları her zaman desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini belirterek, “Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şubesi’nin değerlerimize sahip çıkma ve dilimizi koruma konularında önemli çalışmalar yürütüyor. Gerçekleştirilen konferans için üniversitemiz adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
“Dil, düşünenin, bilenin ve söyleyenin kalemidir”

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şubesi Kurucu Başkanı Dr. Mustafa Erim, derneğin amacının toplumda dil bilincinin yerleşmesi ve dilin doğru kullanılması, edebiyatın gelişmesi ve zenginleşmesini sağlayacak çalışmaları yaygınlaştırmak olduğunu ifade ederek, “Dilimize karşı kayıtsızlığın ve özenti eğilimlerinin tehlikeli boyutlara ulaştığını, üretilen mal ve ürün isimlerinde, ticari unvanlarda ve işletme adlarında yabancılaşma arttı. Cadde ve meydanlarda mağaza ve işletme isimlerinde görülen dil kirliliğine dikkat çekmek istiyorum. Tarihi adım adım geriye doğru takip ettiğimizde ‘kadim medeniyet’ kavramının hakkını veren bu coğrafya ve bu coğrafyadan yayılan ışığın tesirine kanat çırpan binlerce mütefekkir, ilim-irfan sahibi, şair ve yazar, asırlardır yürüdüğümüz yolların sonsuz aydınlatıcıları olmuştur. Düşünen bilir, bilen söyler, söyleyen yazar. Dil, düşünenin, bilenin ve söyleyenin kalemidir” diye konuştu.
“Geleceğimizin güvencesi gençliğimiz budur, diyoruz”

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şubesi Başkanı Muharrem Köse ise, “Dernek çalışmalarından ve üniversitemizde yeni kurulan 'Medeniyet Okumaları Öğrenci Topluluğu'muzun, toplumda her geçen gün yaygınlaşan uydurma kelimeler ve İngilizce özentisi plaza diline karşı, köklü medeniyetimizden akıp gelen kelimelerimize sahip çıkmalarını görmekten bahtiyarız. Gençlerimizin salon girişinde gördüğünüz, dilimize ve kültürümüze sahip çıkan ‘Dilimiz kimliğimizdir’ konulu sergilerini ve benzeri çalışmaları gördükçe, işte geleceğimizin güvencesi gençlik budur diyebiliyoruz. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Mersin Şubesi olarak 2011 yılından bugüne yaptığımız çalışmalarla şehrimizin kültür, sanat ve sosyal hayatına değer katmaya çalışıyoruz. Mersin Üniversitesi ile ortaklaşa sürdürdüğümüz geleneksel yarışmalarımızda bu dönem, yani 2025-2026 Eğitim-Öğretim döneminde, ‘Ümidin varsa engelin yoktur', 'Yeter ki gönüller engelli olmasın’ konulu deneme yarışmasına öğrencilerimizin eserlerini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“Türkçemizin kıymetini bilmek, dilimizi korumak başlıca görevimiz”
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, “Mersin Şubesinin, derneğin 26 şubesi arasında yapılan değerlendirmede ilk üçe girerek başarı ödülü almaya hak kazandı. Bu başarıya emek veren şube yöneticilerini, Dr. Mustafa Erim’i ve Mersin Şube Başkanı Muharrem Köse’yi tebrik ediyorum” dedi.
Türkiye’de tabelalar ve yön levhalarına standart kazandırılması ile bilişim ve internet dilinin Türkçeleştirilmesine yönelik yürüttükleri çalışmalara değinen Ekrem Erdem, “İnternetle birlikte yabancı kelime kullanımının arttı. Yaklaşık 16 milyon kilometrekarelik bir coğrafyada, yaklaşık 250 milyon konuşuruyla dünyanın en büyük dilleri arasında yer alan Türkçe, bugün bilim ve teknolojideki hızlı gelişme, basın ve yayın kuruluşlarının kullandığı özensiz dil, ticari hayatın getirdiği yabancı kelime kullanım alışkanlığı, yabancı dilde eğitim hayranlığı gibi nedenlerle dilimiz için büyük bir tehdit altındadır. Anlamsız kısaltmalar, cümle aralarına serpiştirilen yabancı kelimeler, kuş dilini andıran sosyal medya dili; gençlerimizin iletişim dili olarak her geçen gün kullanım alanını genişletmektedir” dedi.
Dilimizin karşı karşıya kaldığı sorunların yalnızca bir dil sorunu olarak görülmemesi gerektiğini belirten Genel Başkan Ekrem Erdem, “Burada asıl kaybolmakla karşı karşıya olan, dilimizle birlikte milli kimliğimizdir. Kendi dilini ve kültürünü kaybederek başka bir milletin kültür dairesi içine giren milletler, tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir. Toplumlar millet olmayı ortak bir dile sahip olmakla elde eder, milli varlıklarını da kendi dilleriyle koruyabilirler. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi 'vatanı önce dil, sonra ordu bekler. Dil savunması, vatan savunmasıdır'. Dünyada söz sahibi bir ülke olmak istiyorsak dilimize sahip çıkmak mecburiyetindeyiz. Güçlü medeniyetler güçlü dillerle inşa edilebilir. Bunun için, Cumhuriyetimizin 100. yılında Türkçenin yabancı dillerin baskısından kurtarılarak bağımsız ve güçlü bir dil olarak varlığını sürdürebilmesi adına hayatımızın her alanını kuşatan ‘Milli bir kültür ve dil politikasına ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
“Kurallara uyarsak dilimizde ortaya çıkan karmaşa son bulur”
Dildeki yabancılaşma ve yozlaşmanın en yoğun yaşandığı alanların başında tabela kirliliğinin geldiğini belirten Genel Başkan Ekrem Erdem, “Bugün cadde ve sokaklarımız yabancı kelimelerin işgali altında; şehirlerimizin cadde ve sokaklarında neredeyse Türkçe tabela kalmadı. Derneğimizin kuruluş sebeplerinden biri de tabela kirliliğidir ve bu konu her zaman öncelikli gündemimiz olmuştur. Kararlı takibimizle 19 Mart 2018’de ‘Yön levhaları’ ile ‘Kurum ve kuruluşlarda kullanılan tabelalar için kurallar’ standardı, Türkiye Standartları Enstitüsü (TSE) Teknik Kurulu’nda kabul edildi. Bu standartla gelişigüzel ve düzensiz yön levhaları ile kurum ve kuruluşların tabelalarına kurallar getirilmekte, binaların dış yüzeylerine, iş yeri önlerine, cadde ve sokaklara asılmasından kaynaklanan görüntü kirliliğinin önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Düzenlemeyle yön levhalarının Türkçe olması, İngilizce ifadenin ise Türkçe ifadenin yüzde 25’i büyüklüğünde kullanılması kuralı getirilmiştir. Bu standartla yön levhalarında yaşanan karmaşanın son bulacağına inanıyorum. Bunun için belediyelerin iş yeri ruhsatlarında TSE standartlarına uygunluk şartı aramaları yeterli olacaktır. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum” dedi.




