Haber / Murat Fırat
Kendini inatçı, üretken ve duygusal olarak tanımlayan Melisa Yağmur Karaca, “Her kararımda bu üç özellik yanımdadır. Kendi yolunu çizmeye çalışan, kalbiyle karar veren ve emekle yaşam kuran bir kadınım. Üniversiteyi bırakma kararı ise bir anda alınmış değil. İçimde uzun süredir ‘Ben burada değilim’ hissi vardı. Okul bana öğrettiği kadar sınırlıyordu da. Gerçek hayatın içinde öğrenmek istedim. Duygusal bir kırılmaydı ama sonunda mantıklı bir dönüm noktasına dönüştü” ifadelerini kullandı.
Çocukluğundan beri bir gün kendi mekânına sahip olma hayali olan Karaca, “Henüz küçüktüm ama bir gün kahve kokusuna karışan müziklerle insanları ağırlamayı hayal ederdim. Bir gün ‘Ya şimdi ya hiç’ dedim ve başladım” dedi.
Kafenin ismini ise bilinçli bir şekilde seçtiğini kaydeden Karaca, “İçiçe’ benim için hem insanlar hem de duygularla kurulan bağın adı. Kahve, sohbet, müzik, emek. Hepsi iç içe. Hayatın tatları gibi” diye konuştu.
“Bazıları başarısız olmamı bekledi”
Kendi işini kurmanın dışarıdan bakıldığında romantik görünse de perde arkasının öyle olmadığını anlatan Karaca, “İnsanlar ‘Yapamazsın, çok riskli’ dedi. Bazıları başarısız olmamı bekledi. Ama beklemediğim insanlardan destek gördüm. Bazen bir müşterinin gülümsemesi, bazen oğlumun sözü bana güç verdi. Kimsenin seni yönlendirmediği bir yerde hata da başarı da tamamen senin. Özgürlük güzel ama bedeli ağır” ifadelerini kullandı.
Bir kadın girişimci olarak iş dünyasında onu en çok şaşırtan şeyin, insanların bir kadının başarısına hâlâ şans olarak nitelemesi olduğunu belirten Karaca, “Oysa şans değil, emek. Geceleri hesap yapmak, gündüzleri güler yüzle çalışmak. İçiçe sadece kahve içilen bir yer değil; hayallerin, sohbetlerin, duyguların harman olduğu bir alan. Her köşesinde bir anım var” dedi.
Hayallerinin peşinden gittikten sonra zorlandığı anların da olduğuna dikkat çeken Karaca, şunları söyledi:
“Özellikle pandemi döneminde ya da masraflar arttığında ‘Acaba yanlış mı yaptım?’ diye düşündüğüm geceler oldu. Ama sabahları ışık vurduğunda, insanların mekâna gülerek girdiğini görmek her şeye değdiğini hatırlattı. Geçmişe dönme şansım olsa, üniversiteyi yine bırakırdım. Çünkü o karar beni bugüne getirdi. Her adım, her hata beni ben yaptı. Başarı, her sabah aynı tutkuyla uyanabilmek. Para önemli ama iç huzuru olmadan hiçbir anlamı yok.”
Melisa Yağmur Karaca, günlük rutinin de işine olan bağlılığını gösterdiğini ifade ederek, “Sabah erkenden kalkarım, kahvemi sade içerim. O an sessizlik isterim. Oğlumu okula bırakır, kafeye gider, her masaya tek tek bakarım. Gün boyunca insanları izler, bazen onlarla sohbet ederim. Akşam kapanışta müziği biraz açar, yalnız kalırım. O sessizlikte günü değerlendiririm” dedi.
“Cesaret korkarken adım atabilmektir”
Kendisi gibi hayalinin peşinde koşmak isteyen genç kadınlara cesaretle seslenen Karaca, “Korkmak çok normal ama korkuya teslim olmak değil. Başlamak için mükemmel anı beklemeyin, çünkü o an hiç gelmez. Hata yapacaksınız ama o hatalar sizi güçlendirecek. Cesaret, korkusuz olmak değil; korkarken adım atabilmektir” ifadelerini kullandı.
Beş yıl sonrasına dair planlarını anlatan Karaca, “Belki yeni bir ‘İçiçe’, belki de bir kitapçı-kafe belki de küçük bir kasabada butik bir yer. Ama ne olursa olsun, içinde mutlaka kahve, insan ve hikâye olacak. Çünkü ben en çok orada kendimi buluyorum” şeklinde konuştu.
Melisa Yağmur Karaca’nın hikayesi, bir kadının kendi sesini bulma yolculuğu. Cesaretin, emeğin ve kalpten gelen kararlılığın kahve kokulu bir hikayesi.
