Mersin
19 May, 2024, Sunday
  • DOLAR
    32.42
  • EURO
    34.83
  • ALTIN
    2403.5
  • BIST
    10208.65
  • BTC
    59618.85$

ALTIN TAPINAK

Dünya turuma başlamadan bir seyahat kitabında görüp gezilecekler listesinde baş sıralara koymuştum Hindistan'ın Amritsar kentindeki altın tapınağı. Hindistan'ın en kuzeyinde Pakistan sınırındaki kente İran'ın Şiraz kentinden Dubai aktarmalı olarak uçtum. Bu arada siz siz olun bir ülkeye uçakla gidecekseniz mutlaka dönüş biletiniz yanınızda olsun ben çok büyük sorun yaşadım.

Neyse efendim Amritsar havaalanınından çıktığımda Hindistan’a her gelişimde yaşadığım duyguyu hissettim. Başka bir gezegene inmiştim sanki. İnekler, develer hatta sokaklarda gezen yaban domuzları. Garip insanlar, garip trafik. Burası dünyada olamazdı.

Zor da olsa rezervasyon yaptırdığım Juggadus Hostel’e ulaştım. Bu benim ilk hostel deneyimim olacaktı. 6 kişilik oda seçmiştim günlüğü 33 liraydı. Odada benden başka İrlandalı Frank kalıyordu. Sonra da güzel bir dostluk kurduk ve Amritsar'dan Bikaner'e birlikte seyahat ettik. Hatta oradan da Jaiselmer’e geçip orada ayrıldık.

Havaalanında geçen 15 saatlik uykusuz bekleyiş üzerine onca stres ve 3.5 saatlik uçak yolculuğundan sonra bir banyo yapıp kendimi yatağa attım birkaç saat sonra uyanıp heyecanla Altın Tapınak’ın yolunu tuttum. Binlerce kişi çıplak ayaklarıyla kapı girişindeki suya basarak meydana giriyor, bazıları bu suyu yüzüne sürüyor bazıları içiyordu. İçeri girerken kadınlar da erkekler de başını kapatmak zorundaydı. Tapınak tıpkı hayal ettiğim gibiydi. Dev bir havuzun tam ortasına konumlanmış altından muhteşem bir yapı. Havuzda koca koca balıklar ahenkle salınıyordu. Su temiz görünüyordu. Bazı Sihler bu suya batıp çıkıyorlardı.

Burada bir parantez açıp Sihizm’e değinmek isterim: Baştan söyleyeyim Sihler Hindistan’da gördüğüm en nazik, kültürlü ve saygılı insanlar.

Sihizm genel olarak 16. ve 17. yüzyıllarda Kuzey Hindistan‘da yaşayan on gurunun öğretilerini temel alıyor. Yani henüz 500 yıllık bir din. Çok yeni. Tektanrıya inanıyorlar. 23 milyondan fazla inananı vardır. Sihizm sözcüğü Sih sözcüğünden türemiş. Sih ise öğrenci anlamına gelen Pencapça sikkh kelimesinden türemiş. Bu dine inananlara Sih deniyor.

Sihizm’in iki temel inancı var:

Bir Tanrı’ya inanmak.

Sih guruların (azizlerin) öğretilerine boyun eğmek.

Bana göre şöyle olmuş; Sih Gurular bakmışlar ki onlarca din ve binlerce tanrı var ve her birinin de iyi ve kötü yanları var. Biz yeni bir felsefe yaratalım ve dinlerin güzel yanlarını alıp kendimize uygun bir din yaratalım. Gerçekten de güzel olmuş. (Bu arada bunu yazıyı gören Sihler bana kızabilir çünkü onlar da diğer dinlerin inananaları gibi Gurularının direk tanrıdan emir aldıklarını düşünüyorlar)

Sihlerin inanmak zorunda olduğu temel değerlere baktığımızda hiç de fena bir şey yapmadıklarını görüyoruz guruların

Eşitlik: Tanrı katında tüm insanlar eşittir.

Tanrı’nın ruhu: Tüm yaratıklar Tanrı’nın ruhlarına sahiptirler, bu nedenle de uygun şekilde saygı görmelidirler.

Kişisel hak: Her kişinin yaşama hakkı vardır.

Davranışlar: Kurtuluş kişinin hareketleri, davranışları doğrultusunda edinilebilir; iyi işler, Tanrı’nın hatırlanması vb.

Aile hayatı yaşamak: Bir aile olarak yaşanması teşvik edilir.

Paylaşım: Kutsal metine göre tüm Sihlerin kazançlarının en azından %10’unu, hayatlarının %10’u ile birlikte, diğerlerine yardım etmekte ve Tanrı hizmetinde harcamalıdırlar.

Tanrı’nın takdirini kabullenmek: Mutlu olaylarla kötü olayları aynı şekilde görebilecek şekilde kişiliği geliştirmek, Tanrı’nın takdir ettiği her türlü olayı (iyi veya kötü) kabullenebilmek.

Hayatın dört meyvesi: Hakikat, memnuniyet, tefekkür ve Naam.

Guruların tanrıyla konuşup konuşmadığını bilmiyorum ama dünya dinlerini çok iyi bilen, inceleyen kıymetli filozoflar oldukları kesin. Neyse efendim din konusunda tehlikeli sulardan çıkıp Altın Tapınak’a geri döneyim. Tapınak elleri mızraklı sihler tarafindan korunuyor. Başı açılanlar, yanlış yerde havuza girenler uyarılıyor. Tapınağın en güzel anı da her gece saat 10’da yapılan altın taht seremonisi. Tapınaktan yüzlerce kişi eşliğinde omuzlara alınan altın tahtın içinde sihlerin kutsal kitabı taşınıyor. Ben de bu törene katılıp tahta omuz verme şansını yakaladım. Unutulmaz bir andı.

Sonrasında binlerce kişiye bedava yemek dağıtılan aşevinde aldım soluğu. Sonuçta o kadar taht taşıdık. Yemekler güzeldi. Çapati denilen tandır ekmeği ile servis ediyorlar. Bir de bizim sütlaça benzer bir tatlı veriyorlar. Bittikçe de dolduruyorlar. Cömertliklerine diyecek yok. Altın Tapınak maceram da böylece son bulmuş oldu. Sırada İngilizlerin 1919’da burada yaptığı büyük katliamın müzesi var.

AMRİTSAR KATLİAMI

Amritsar’da vahşi İngiliz emperyalizminin en acı hatırasına tanık oldum… Katliam tapınağa yaklaşık 200 metre mesafede Jallianwala Bagh denilen meydanda 14 Nisan 1919’da gerçekleşiyor. Amritsar’da beş İngiliz vatandaşı isyan karşıtı tedbir olarak hazırlanan Rowlatt Tasarısı‘nı protesto eden Hintler tarafından öldürüldükten bir gün sonra 14 Nisan‘da tahminen 10 binden fazla Hint, tasarıyı tekrar protesto etmek amacıyla Amritsar’da toplanıyor. Dağılmayı reddeden Hintlere, İngiliz Tuğgeneral Reginald Dyer‘dan (1864–1927) verilen bir emirle Gurkha birlikleri tarafından ateş açılıyor. Resmi rakamlara göre 379 Hint öldürülüyor ve yaklaşık 1.200 Hint de yaralanıyor. Hintler bu rakamı 1500 olarak açıklıyor. Sadece meydanda bulunan kuyudan panikle kendilerini atan 120 masum Hintlinin cansız bedeni çıkıyor.

Bu katliamdan sonra Tuğgeneral sıkı yönetim ilan ediyor ve kendi emrettiği katliamın “sorumlularının bulunmasını” istiyor. Birkaç “sözde sorumlu” kamçılanıp olay kapatılıyor. Tabi Dyer öyle sanıyor. Yaptığı kötülüğün cezasını bir Hint gencinin kurşunlarına hedef olarak ödüyor. Onu öldüren gencin külleri de bugün bu müzede sergileniyor. (Fotoğraflarda katliam anıtı duvardaki mermei izleri ve 120 Hint’in cansız bedeninin çıktığı kuyu görülüyor.)

Son Eklenen Videolar