İçel Sanat Kulübü’ neşeli, etkili ve Mersin’de ilkleri üretendi.

Hayatımızın önemli parçası oldu.

Bazı üyelerimizin özgeçmişinde “hayatı iki bölümden oluşuyordu” yazacak:

sanat kulübü öncesi ve sanat kulübü sonrası.” İçel Sanat Kulübü’nün yarattığı tecrübeden sonra, herkesin bir sanat kulübü olmasını dileriz. Sanat kulüpsüz kalmış bir şehrin, hayat damarlarından birisi kopmuş demektir.

Dağlara tırmandık, denizlere daldık, yamaçlardan vadiye uçtuk, kaydını yaptık toprak yolların. Göl kıyısında tatlı su levreği yedik ay yükselirken.

Çam kokan havayı, akan suyu, filiz veren toprağı dinledik.

Eski şehirleri, Yörükleri, serçeleri, kuleleri, tapınakları, ormanı sevdik. Ormanlar korunsun istedik. Pınarlar kurumasın. “Ak pınar kara gün içindir” acıyla öğrendik.
Sevdikçe ormanı biz, yakıyorlar, kesiyorlar
Ağrıyorum. Dünya ömrünü tamamladı diyorlar

Rüzgârda yağmuru, yağmurda rüzgârı, sedir ağacını tanıdım.
Denizkızı Eftelya’yı görecektim, az farkla zamanı şaşırdım.

Akdeniz kıyısında, 2.600 yıl öncesinin Midilllili kadın şair Sappho’nun şiirlerini okudum

Kıraliçe Aba’yı rahip babasından istedim,
Kleopatra ile Antonius, bir kahvemizi içsinler istedim.
Humus, cezerye hazırlattım, tantuni yoktu o zaman.
Kleopatra’ ya “Mısır’ a dönme burada kal” dedim
Kadın erkek / genç yaşlı/ öğrenci öğretmen/ geliri yüksek, düşük demedik,
Gelin dedik sanat kulübüne, havayı teneffüs edin.
Boya bulaşsın parmaklarınıza, dizeler dimağınıza.
Düşünce, bilgi, geometri katacak hemşerileri çağırdık.
Gelenlere kattığımız, ipek böceğinin ipeğe, arının bala kattığıdır.

İpek böceğini gör, arıları duy. Kaç ilk adımı biz attık gör.

İrfanı hür, vicdanı hür, fikri hür birey olmayı Fikret yazdı, biz sadık kaldık
Lakin, kaç kılıç yarasına, kaç idama maruz kaldık.

Çağdaş uygarlığa erişin dedi, vatan kurtaran Ata.
Sorumluluk büyük, vatan teslim etti, borcumuz bitmiyor ona.

Lakin ağrıyoruz, erişemiyoruz muasır medeniyete.
Yıkıyorlar, yakıyorlar, peşkeş çekiyorlar.

Laik, demokratik, saygın olacak elbet Türkiye Cumhuriyeti
Yararlı, üretken onurlu topluluğuyuz onun.
Cumhuriyet değerlerini ilke edindik, eli ele verdik, müreffeh gelecek için

Nerede güzellik, iyilik, yetkinlik, yiğitlik: orada başımızı eğdik.
Yoksulluğa, yolsuzluğa, kıtlığa, bağnazlığa, tahakküme direnelim dedik.

Teğmen Kubilay’la yürek bağımız var bizim.
Cumhuriyetimizin ve milletimizin esenliği için yitirdiklerimiz kardeşimiz bizim

Dedem Kuvayi Milliye şehidi.
Büyük babamı ve ailesini Cumhuriyet Hükümeti taşıdı gemiyle Mersin’e,
Kıyıma uğramasınlar artık Girit’te diye.

Cumhuriyeti kuranlara borç ödemedeyiz;

Vefa, şükran içindeyiz sarı saçlı, mavi gözlü adama.

Kendinle, toplumla, insanlıkla barış dedi Yunus
Yurtta barış, dünyada barış dedi vatan kuran Ata.
Lakin, bomba altında yaşıyor dünya hala.

Akılcılık, bilimsellik, çağdaş eğitim, bağımsız yargı, özgür düşünce, tolerans ulaşmak istediğimiz, sözde kalmayacak yaşam tarzımızdır.

Okuyoruz yüzyılı, binyılı; geliştiriyoruz kendimizi. Yaşamayı hak ediyoruz

İnsan hem ham, hem aç öğrenmeye. İnsanı bilgi ve sanat dönüştürecek.

Gerçek, doğru, adil; uygar olan, mutluluk aşılayan insana el ve söz verilecek

Mersin Cumhuriyeti sanki” dedi, şaşıran konuk felsefeci,

Nasıl beceriyorsunuz. Biz beceremedik” dedi İstanbul’dan ressam.

Üç kültür bakanı geldi, “örneksiniz her ile , ilçeye” dedi.

Antik kentte konserde Azeri orkestra şefi: “yaptığınız iş dünya çapında” dedi

Müzik yarışmasında konuk hoca: “Yaptıklarınızı yapan yok, ülkemizde” dedi

İkinci doğumum aranızda olmak” dedi coplanan katılımcı.

Özgün ol; istekli, üretken ol; merak et; yeniden dünyaya gel her gün

Eline, diline, beline hakim ol derdi dervişlerimiz

Kendini tanı der bana Sokrates, günüme başlarken

Mersin kimliğine opera, kongre, festival, çağdaşlık, dokuz bin yıl tarih ekledik

Boşa çalışmadık otuz beş yıl. Değiştirdik şehri, değişiyor insan ve ben.

Öğren, sanat yap, izle, yararlı ol, coşkuyla yaşa.

Ses alırsın dünyadan, ses verirsen

Yankı gelecek bilmediğin nesillerden, aklının açlığını giderirsen

230 sayı dergi sunduk topluma ve kitaplar,

Otuz beş yıl yazdı arkadaşlar, otuz beş yıl okudum, içinde sen

Canlı anılarımız çok; anımsamak geçmişi, daha zengin kılar hayatı,

Sütunlu kütüphanelerde raflara dizilecek tasarladığınız eserler

Söylemleriniz, değerleriniz, yetenekleriniz nesillere değecek

Müzik, resim, roman, hikâye, tarih, bilim, şiir söyleştiğimiz.

Yeni meslekler, beceri, kültür eklenecek çalışmayla yaşamlarınıza

Yetenekleriniz ışısın, çok değerlisiniz, belki bilmezsiniz

Kadın, erkek sanatçılar çoğalıyor bizde; müzik, resim yapanlar, söyleyenler.

Koro, orkestra, solistler ödül getiriyor

Burs verdiğimiz müzik öğrenciler gülümsüyor

Mürüvvetini görüyor öğretmen, küçük kız keman çalarken

Çağdaş, üretken, yaratıcı ol; sesli topluma yanaşacağız gün be gün

Kadın da olsun her toplum kesitinde; kadın, erkek üretsin

Yürekli sözleri bulmalı, asırlardan süzülen; yaşama anlam veren,

Çalışıyorsunuz, değerlisiniz, haklı sevinciniz var.

Sözünüz var insanlara ve gideceğiniz yeni yollar

Uygarlıklar, mallar, gemiler geçti ayak bastığımız yerden,
Güzel insanlarımız belleğimizde, güzel anlarımız var.

Yükünüzü paylaşırız, ikinci otuz beş yıla hazırlanın
Daha güzel bir dünyayı birlikte geride bırakacağız

Yolunuz açık olsun. Hoşça kalın, güzel kalın. Eller üstünde kalın

İçel Sanat Kulübü sizsiniz, Siz İçel Sanat Kulübüsünüz.

İçel Sanat Kulübü ile kalın.