Haber / Alper Yetgün
Suriye’de Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Şam’da iktidarı ele geçiren cihatçı Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) örgütü, ülkenin kuzeybatısındaki sahil şeridinde Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerde yerel silahlı gruplarla çatışmalara devam ediyor. Son günlerde Alevileri hedef alan saldırıların artmasının ardından Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta çatışmalarda birçok sivil hayatını kaybetti. Birçok Alevi kurum ve derneği açıklama yaparken uluslararası kamuoyunda çatışmalara son verilmesi çağrıları yapıldı.
“Sivil halkın katledilmesi insanlık dışıdır”
Konu hakkında tepkisini gösteren Mersin Barosu yaptığı açıklamada, uluslararası insan hakları metinleri hatırlatılarak, “Suriye'de son zamanlarda Alevi ve diğer azınlık vatandaşlara yönelik yapılan katliamlar, insanlık dışı saldırılar ve kutsal mekanlara yapılan tahribatları endişe içerisinde takip etmekteyiz. Yaşam hakkı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi kapsamında korunmaktadır. İşkence ve insanlık dışı muamele, İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi gereğince, hiçbir koşulda meşru görülemez. Evrensel hukuk normlarına göre, nefret suçu ve ayrımcılık sadece Suriye'nin iç meselesi değil, dünya ülkelerinin ortak sorumluluğudur. Suriye'de sivil halkın katledilmesini ve insanlık dışı muameleye maruz kalmasını dünya ülkelerinin görmezden gelmesi asla kabul edilemez. Hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması, tüm tarafların ortak sorumluluğudur” ifadeleri kullanıldı.
Çatışmaların sona erdirilmesi için çağrıyı yineleyen Mersin Barosu, “Barış içinde bir arada yaşama kültürünün korunmasının önemini bir kez daha vurguluyor, masum sivillere ve kutsal mekanlara yönelik saldırıların derhal durdurulması için uluslararası güçleri göreve davet ediyoruz” sözlerini paylaştı.
