Haber / Barış Çoban
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube Eş Başkanı Sevgi Başkavak, şube binalarında 12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası’na ilişkin açıklamalarda bulundu. Başkavak, örgütlü ve birleşik mücadele ile hemşirelik mesleğinin sorunlarını çözecekleri ifade etti.
Her yıl 12- 18 Mayıs tarihlerinin hemşirelik haftası, 12 Mayıs’ın ise Hemşirelik günü olarak kutlandığını açıklayan SES Mersin Şube Eş Başkanı Başkavak, “Sağlık ekibinin en önemli parçası olan hemşireler sadece bu tarihler arasında hatırlanmak istenmiyor, sorunlarının çözülmesini talep ediyor. Ağır ve uzun çalışma süreleri, son yıllarda yaşadığımız Covid-19 pandemisinin üzerlerindeki ağır yükü ve büyük etkileri, depremin etkilediği 11 ilde yürütülen sağlık hizmetleri hemşirelik mesleğinin ne kadar önemli ve vazgeçilmez oluğunu bir kez daha açığa çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.
“Çok çalışıp az ücret alıyoruz”
Sağlık sistemindeki sorunlar ve dönüşüm politikalarının tahribatlarını sıkça dile getirdiklerini vurgulayan Başkavak, “2023 yılında Türkiye’de 100 bin kişiye düşen ebe-hemşire sayısı 356, AB’de 890 ve OECD’de 1002 kişidir. Ebe ve hemşirelerin nüfus payına düşen sayıları AB ve OECD ülkelerine göre yetersizdir. İş yükleri de AB ve OECD ülkelerine göre daha fazladır. Sağlık kurumlarına başvuru sayıları AB ve OECD ülkelerinde yılda 6,2 civarı iken Türkiye’de bu rakam kişi başı yıllık 11,4 civarına yükselmiştir. Yani AB ve OECD ortalamasının yarısından az personel ile onların iki katı başvurucuya hizmet etmek zorunda kalıyoruz. Ülkemizdeki bir hemşire AB ve OECD ülkelerindeki meslektaşlarının 4 katı çalışmakta ve neredeyse onların yarısı ücret almaktadır” açıklamasında bulundu.
Zam, liyakat ve güvenli ortam talebi
Sağlık emekçilerinin mobbinge ve şiddete uğradığını söyleyen Başkavak, hemşirelerin insanca yaşamak istediğini belirterek taleplerini şu şekilde sıralardı:
“Performans, döner sermaye, ek ödeme ve şimdi de teşvik diye adlandırılan gelir güvencesi olmayan ve emekliliğe yansımayan ücretlendirme yerine yoksulluk sınırı üzerinde ve emekliliğe yansıyacak temel ücret verilsin. Hemşirelik Kanunu mesleğin özüne yakışır, görev tanımına uygun şekilde düzenlensin, bağımsız hale getirilsin. Covid-19 pandemisi ve deprem ile birlikte daha da görünür hale gelen hemşire sayılarındaki açık giderilsin, OECD ortalamasına kadrolu güvenceli istihdamla yükseltilsin. Fiili hizmet süresi zammı yeniden düzenlensin. Kadın hemşireler için analık ve süt izni süreleri yeniden düzenlensin, bu süreçlerde yeteri kadar ücretli izin verilsin. Hemşireler için güvenli çalışma ortamları oluşturulsun, şiddete karşı tüm tedbirler alınsın. Atamalarda liyakat esas alınsın, yöneticiler liyakate uygun olanlar arasında hemşireler ve diğer işyerindeki emekçiler tarafından seçilerek belirlensin. Sendikal örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılsın. KHK’ler ile ihraç edilen tüm hemşireler göreve başlatılsın.”


