25 Ocak 2020 Endoğaltur Gurubu Yürüyüşü
Mihrican–Ayvacık Güzle-Akarca Güzle
(Fındıkpınarı) (Yeni Parkur)
Mesafe: 8,11 km. Süre: 5,5 Saat
Fındıkpınarı Yaylası Mezitli kuzeyinde, temiz havası ile özellikle Mezitli, Tece ve Davultepe’de oturanların tercih ettiği bir yerleşimdir. 1980’li yıllarda Adana’da yaşayan halkın burada yoğun yaylacılık yaptığı bilinir. Bugün yağan kar sonrası çok yüksek olmayan Mihrican-Yıldırım tarafına gitmeyi düşünerek, yürüyüş arkadaşlarımla haberleşip yola çıktık.
4-246

Belediye otobüsünden Sunturas yolu Mihrican kavşağında inerek önce göleti gezmeye başladık. Göletin üzeri donmuş buz olmuştu. Göleti böyle buzlu görmek her zaman rastlanan bir durum değildi. Hatta Zafer arkadaşımız dayanamayıp buzun üzerinde gezmeye başlayınca tedirgin olup uyardık. Gölet ve buz macerası bitince doğuya ilerleyip sağa ayrılan toprak yoldan minik bir dere boyunca yürüyüşe başladık. Suyun sesiyle yoldan ilerlerken bastığımız adımlar karda iz bırakıyordu. Hatta yere düşen çınar yaprakları karda ağaç dalı benzeri iz oluşturmuştu. Yolda bembeyaz halı gibi bir örtü ile ilerlemek keyifli oluyordu. Dereden sola, doğuya ayrılan yol Demirışık köyüne çıkıyordu, biz sağa dönerek Fındıkpınarı’na yöneldik. Bir süre sonra yolun kıvrımıyla sağımızda akan derenin önünden geçerken tertemiz, berrak suyundan dayanamayıp içtik. Ayrıca, hazırlıklı gelen arkadaşlarımız yanlarındaki pekmezi bardakta karıştırıp karsambaç yaptılar.
3-284

Derenin yanından geçerken bazı yerlerde eriyen suyun alttan akmasıyla, buzlu olan kısmın kristal şeklinde, sanki cam işleme tablosu gibi bir görüntüsü vardı. Yolda ilerlerken yanımıza iki köpek takılarak bizlerle yürüyüşe devam ettiler. Güneşi az gören yerlerde kar erimiş, yol çamur olmuştu. Dere sonrası şeftali bahçelerinin yanında eski bir pınardan buz gibi su akıyordu. Taş örgülü yapısıyla gümbürdeyerek akan çeşmenin üstünde “Ayvacık Güzle” yazıyordu. Bu pınarın yanında ve suyun aktığı ark boyunca Su Teresi (Gerdeme) ve Kaz Ayağı otlarından koparıp yedik. Biri ekşi diğeri tatlı olunca denge sağlandı. Bu iki doğal otun özellikleri sürekli akan kaynak sularda yetişmesidir. Ayvacık Güzle bölgesini, ilk olarak eski adı Değirmençay olan Erçel’den hayvancılık için gelen köylülerin kullandığını duymuştum. Çeşme ve ot molasından sonra batıya doğru ilerlerken çamura sürekli batıp çıkmaktan perişan olduk. Biraz ilerleyince ormanın içinde boş bir alanda ortam sakinliğinde aniden yanımızdaki köpekler bağırmaya başladı.
1-394

Etrafımıza bakarak ne olduğunu anlamaya çalıştık, bulamayınca şaşırdık. Çok zaman geçmeden 500 mt. ileride birkaç domuzdan oluşan bir sürü görünce köpeklerin boşuna havlamadığını anlayıp biraz daha şaşırdık. Ormanın bu kısmı yaklaşık 8-10 yıl önce kesilerek yeni ekim yapılmıştı. Yolun devamındaki virajda, cılız akan su göllenen birikintisiyle, basınç yaparak kendine akacak yol yapmıştı. Virajlardan kıvrılarak ilerlerken yol kenarında bir hayvancı çadırı görerek durduk. İnce ince oğlak sesleri ile çadırda köylüler hayvanlara bakım ve yemleme yapıyorlardı. Selam vererek köylülerle konuştuk. Bizi çay içmeye davet ettiler. Biz çayımızı içerken minik oğlakları kucağımıza alarak sevdik. Köylüler çayın yanına bir de sıkma verip içten davranışlarını sürdürdüler. Tatlı sohbetten ve oğlaklardan zor da olsa ayrılarak yola devam ettik. Çamurlu yollardan Kepez orman kulenin yoluna vardık. Buradan yine batıya devam ederek Fındıkpınarı girişine ilerledik. Bu yol kavşağından güneye, dere yatağına inerseniz, Kamer Dere’yi takiben Akarca Köyü’ne, güney doğuya giderseniz Kepez orman kulesine varırsınız. Bu bölge, ormanlık alan gezilecek yerler, yürüyüş yolları açısından gayet uygundur. Önceki yıllarda bu yolun güneydoğusundan Erçel’e(Değirmençay) çıkılırdı. Ama şimdi yapılan Değirmençay barajı nedeniyle doğu sırt geçilmez oldu. Ayrıca baraj yapımı için onlarca dönüm çam ormanı kesildi. Batıya doğru ilerlerken birkaç evden oluşan mahallenin içinden geçtik. Yol kenarında emekli bir amca ile kısa sohbet yaptık. İlerledikçe yol serme asfalta dönerek devam etti. Burada Fındıkpınarı yaylasının sürekli büyüyüp genişlemesi belirgindi. Ana caddeye Akarca Güzle bölgesine gelip durakta otobüs bekledik. Otobüs gelince binerek yola koyulduk.
2-327

Günün Özeti: Kar sonrası doğayı hissetmek, yaprakların kardaki izleri, donan suyun kristal olması harikaydı. Yanımızdaki köpeklerin boş alanda domuzların gelişini anlaması mükemmeldi. Hayvancılık yapan ailenin bize kucak açması, içten davranışları Anadolu insanımızın konukseverliğinin göstergesiydi. Yeni maceralarda buluşmak dileğiyle hoşçakalın.