Ayvagediği, Sinap Kalesi(Şato), Değirmendere, Evcili 
(Gidiş-Dönüş Araç Taşımalı) Uzaklık: 30 km    Süre: 3 Saat

Mersin’in Toroslar İlçesi Kuzeyindeki, Ayvagediği bölgesi yaylacılık ile daha çok tanınıyor olsa da burada tarihi yerler; kale, ören yerleri ve doğal güzellikler vardır. Bunların bazıları; Çandır Kalesi(Paperon), Sinap Şatosu, Kızlar Kalesi(Manastır), ve  Evcili Kalesi’dir. 

Sinap Kalesi(Şatosu): Bir ortaçağ kalesidir, garnizon/ karakol olma ihtimali vardır. İkinci katında altı gözetleme deliği vardır. Kale, köşelerinde dört kulesi olan dikdörtgen planlıdır. 

Evcili Kalesi: Mersin'e 40 km uzaklıkta olup 890 rakımlı tepededir. Dikdörtgen planlı kale üç katlıdır. İnşaat tekniğinden tahminen geç dönem Bizans veya Ermeni Krallığı'nın, tarihçesi bilinmeyen garnizon kalesidir. Çandır Kalesi'ne bağlı hizmet gördüğü sanılmaktadır. 

Kızlar kalesi- manastır: Yapılan incelemede halk arasında kale denilen bu yerin aslında bir manastır olduğu anlaşılmıştır. Yüksek bir tepenin eteklerinde yer alan burunda kurulmuştur. Mimari kalıntıların çok azı ayakta kalmıştır. Ana kaya önüne çekilen set duvarından hiçbir iz kalmamıştır. Ancak üzerinde 18 satırlık Ermenice yazıtın bulunduğu duvar hala sağlamdır.

Bugün, Ayvagediği ile Kızılbağ(Güzelyayla) arasını bisiklet ile gitmeyi düşünerek hazırlık yaptım. Sabah, Ayvagediği otobüsüne binmek için Hastane Caddesi'ndeki durağa gidip bekledim. Beklediğim araç gelince, bisikleti şoförle birlikte ön tarafa bağlayıp yola koyulduk. Yayla sezonu başladığı için yolcular, aracı hemen doldurdular. Giderken aralıklarla aracın önüne bağlı bisikleti gözle kontrol ederek Ayvagediği son durağa geldik. Bisikleti indirerek kahvede çay molası verdim. Düşündüğüm gezi uzun olmadığı için önce, yakındaki Sinap Şatosu'na gitmek istedim. Buraya, on yıl kadar önce gelmeme rağmen kaleyi bulamadım. Çevredekilere sorarak ilerledim. Uğraşılar sonucu eski çeşme sonrası kaleyi buldum. Kale çevresini otların, çalıların sardığını gördüm, gidiş yolu belirsizdi. Bisikletimi az geriye bıraktım. Çalılardan sonra kaleye giriş yaparak iç kısmına ulaştım.

Mimari açıdan Namrun'daki(Çamlıyayla) Sinap Kalesi ile benzerlik olduğunu fark ettim.  Kale bakımsızlıktan kaderine terk edilmişti sanki. Bu kaleyi en son 2015’te İçel Sanat Kulübü ile  ziyaretimizde çalılar ve bitkiler bu kadar sarmamıştı, daha rahat gezmiştik. Bitkilerin büyümesi doğal yaşamı oluştururken, kökler ilerledikçe kalenin taşlarını parçalayıp zarar verdiğini gözlemledim.

Kaleyi gezip bisikletin yanına geri giderken büyükçe bir sarı yılan görünce, sakin kalarak hemen yolumu değiştirdim. Kaleden ayrılıp tekrar sokağa dönerek aynı yoldan dik tırmanışla Ayvagediği merkeze gidip, Değirmendere yoluna döndüm. Doğuya kıvrımlı dik inişli yoldan giderken, sağı gösteren yol tabelasında "Sazoluğu" yazıyordu. Daha önce bu yoldan Çandır-Parmakkurdu'na gitmiştim. Devam eden yol kuzeye yönelerek sağda başka bir dönüşe geldi. Yol kavşağındaki tabelada "Çapar, Böğrüeğri, Kisecik, Boztepe, Namrun" yazıyordu. Bu yoldan geçen yıl Böğrüeğri'ye gitmiştim. 

  Kuzeye giden inişli yoldan şeftali-erik ağaçları eşliğinde dereye kadar gidip köprü sonrası  Değirmendere köy girişine vardım. Buradan akan dere; Sadiye(Atlılar)köyünden doğarak Boztepe'den gelen dere ile birleşip Deliçay(Selindi) deresini oluşturur. 

Köy girişinde içi oyulmuş çınar ağacına bakıp fotoğraf çektim. Yanındaki dut ağacından meyve koparıp yedim. Durup mola vermişken öğle yemeğimi yedim. Az sonra Mersin’den gelen Belediye otobüsü yanımdan kuzeye doğru geçti. Bulutların hareketinden sonra yağmur hafifçe atıştırdı. Yağmur durunca dere boyunca Kızılbağ yeni adıyla Güzelyayla yoluna yöneldim. Yolda bir kiraz, sumak ve vişne ağacı iç içe girmiş sorunsuz ve arkadaşça yaşıyorlardı. Köyün hemen çıkışında toplanan kirazların alım merkezi vardı. Dere yatağı boyunca yeşillikler içinde giden yoldan ilerleyip sağdan Evcili Köyü yoluna  döndüm. Tırmanışlı ve virajlı yoldan ilerlerken solda, batıda Evcili kalesi uzaktaki bir tepede görünüyordu. Dik rampalı yoldan biraz tırmanış sonrası Evcili’nin köy evleri göründü. Hava kararıp bulutlanınca zaman hesabı yaparak geri dönmeye karar verdim. İlk düşüncem, Bekiralanı’na gidip Belediye otobüsüne binmekti, ama havanın değişkenliğine bakıp geldiğim yönden dönmeye karar verip ilerledim. Önce yavaş başlayan yağmur artınca hızlıca durağa ilerledim. Otobüs gelince, hemen bisikleti yükleyip Mersin'e yolculuğumuza  başladık.

Günün Özeti: Hedefim olan  Evcili-Horozlu’ya gidemesem de bir kısmını başarıp yeni gezi için planlama yaptım. Sinap Şatosu’nun bakımsızlığı üzücüydü.