Antakya’nın ilçesi Dörtyol’da bulunan Kinet Höyük’ten, Antalya’nın Alanya ilçesine kadar devam eden, kuzeyde Toros Dağları’yla sınırlandırılmış ve Antik Dönemde Kilikia diye adlandırılan bölge, bin yıllardan bu yana çeşitli uygarlıkların hüküm sürdüğü bir coğrafyadır. Bölgeden çok sayıda uygarlık gelip geçmiştir. Bunlardan birisi de Hitit Medeniyeti’dir. Kilikia sınırları içerisinde olan Osmaniye, Adana ve Mersin şehirlerinde, Hititler’den kalan bu varlıkları hem açık alanlarda kaya yamaçlarının üzerinde  hem de müzelerde görmemiz mümkündür.

Whatsapp Image 2025 02 23 At 18.18.27
Jüpiter - Silifke

Hititler’den kalan eserlerin en yoğun görüldüğü şehrimiz Osmaniye’dir. Bilim dünyası tarafından “Hitit hiyerogliflerinin çözüldüğü yer” olarak tanınan Karatepe-Arslantaş Höyüğü, Geç Hitit Dönemi eserlerinin yoğun olarak görüldüğü bir ören yeridir. Efsane arkeolog Halet Çambel’in 1946 yılında  Hitit eserlerini incelemek için Bossert ile birlikte Karatepe bölgesinde başlattıkları çalışmalar, arkeoloji bilimine ciddi katkılar sunmuştur. Hitit hiyeroglifleri ve Fenike yazısının bir arada kullanıldığı Karatepe, Hitit hiyerogliflerinin çözümünü tam anlamıyla ortaya çıkartmıştır. Halet Çambel, 1984’te emekli olmasına rağmen uzun yıllar kazı çalışmalarına katılmaya devam etmiştir. Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi, Kilikia’nın Hitit izlerinin görüldüğü en önemli lokasyonlardandır. Müzede Geç Hitit Dönemi’ne ait iki büyük sur kapısı, bir yol aksı ve onun iki yanında yer alan heykeller, aslan taş heykelleri, dönemin inanç ve yaşam tarzını anlatan rölyefler, Eski Mısır cüce tanrısı Bes’in taş heykeli, Fenike yıldırım tanrısı Beal’in 3  metre yüksekliğindeki taş heykeli, bazalt steller ve arkeolojik kalıntılar gibi çok zengin eserleri birarada görebilirsiniz.

Whatsapp Image 2025 02 23 At 18.18.28 (1)

Hitit Kaya Kabartması - Hemite

Osmaniye’de ikinci önemli Hitit varlığı, Hemite Köyü’ndeki Hitit Kabartması’dır. Yaklaşık 2 metre yüksekliğindeki bu kabartma Ceyhan Nehri’nin kıyısında, dik bir kaya yamacının üzerine yapılmıştır. M.Ö. 13. yüzyıla tarihlenen bu kabartmada, sağ elinde bir mızrak, sol omuzunda yay tutan bir savaşçı betimlenmiştir. Kısa etekli savaşçının üzerinde, hilal kabzalı kılıcı çapraz bir şekilde asılıdır. Kafasında yuvarlak bir başlığı, küpesi ve çarık benzeri sivri uçlu ayakkabıları da rölyefe işlenmiştir. Betimin hemen yanındaki iki satırlık bir yazıt vardır. Yazıtta okunabilen sözcükler “Prens… Tarhunta…’nın oğlu” şeklindedir.

Whatsapp Image 2025 02 23 At 18.18.28 (2)

Keben

Ceyhan’ın Sirkeli Höyüğü’nün, Ceyhan Nehrine bakan kıyısındaki  bir kaya kütlesinin üzerinde II. Muvatalli Kabartması, gerek Kilikia Bölgesi’nde gerekse de Anadolu’da tarihlenebilen en eski Hitit kabartması olması yönüyle son derece önemlidir. Höyüğün hemen doğusunda yer alan kabartmanın bulunduğu lokasyon, Hitit kralı II. Muvatalli'nin  Suriye tarafındaki seferler için geçiş yapmakta kullandığı önemli bir lokasyondur. Sirkeli Höyük, Kadeş Savaşı’nın yapıldığı yer olan Suriye yolunda bir geçiş noktası olması sebebiyle, burayı oldukça önemli bir hale getirmektedir. Höyük Kalkolitik Çağ’dan, Hitit Dönemi’nden ve Hellenistik Dönem’den izler taşır. II. Muvatalli'nin  tarihteki ünü, Mısır Firavunu II. Ramses ile yaptığı Kadeş Savaşı’ndan ve ardından imzaladığı antlaşmadan kaynaklanmaktadır. II. Muvatalli Hitit Devleti’nin başkentini Hattuşa’dan, Güney Anadolu’da bir yerde olduğu tahmin edilen Tarhuntassa’ya taşıdığı bilinmektedir. Kabartmada, kral uzun bir cübbe ve törensel bir asayı tutmuş şekilde betimlenmiştir. Kabartmanın hemen sağındaki yazıtta; “Muvatalli, Büyük Kral, Kahraman, Mursili’nin oğlu” yazmaktadır. Kabartma, M.Ö. 13. yüzyılın ilk yarısında hüküm süren  II. Muvatalli’ye atıfta bulunmaktadır. Yazıt, anıtı en eski ve güvenilir bir Hitit Kaya Kabartması yapmaya yetmektedir.

Whatsapp Image 2025 02 23 At 18.18.28 (4)

Muvatalli Kabartması - Sirkeli

Kilikia’daki bir başka Hitit varlığı da Mersin’in Silifke ilçenin 27 kilometre kuzeybatısında, Keben köyündeki Keben Kabartması’dır.  Yaklaşık olarak 1 x 1.5 metre boyutlarındaki kabartma, yerden 4 metre kadar yüksekte konumlandırılmıştır. Profilden tasarlanmış kadın kabartmasının kolları açıktır. Başında Hitit geleneğine uygun düz bir başlık ve üzerinde topuklarına kadar uzanan, önü açık, uzun bir cübbeyle ayakta betimlenmiştir. Uzun cübbeyle betimlenmiş olması kabartmanın Neo-Hitit stilinden esinlendiğini akla getirmektedir. Kabartmanın üzerinde herhangi bir yazıt bulunmaması, kabartmanın yapıldığı tarihin belirlenmesini güçleştirmektedir. Kabartmanın önünden, dağın hemen yamacında uzanan Hitit Dönemi’nden kalan yol, hala işlevselliğini korumaktadır.

Whatsapp Image 2025 02 23 At 18.18.28

Cüce Tanrısı Bes - Karatepe

Kilikia’da yukarıda bahsettiğim Hitti Dönemi eserleri bulunduğu gibi, Hitit Dönemi’nin sanat anlayışından ve inançlarından etkilenerek yapılan eserler de vardır. Silifke’nin İmamlı Köyü yakınlarında, 2015 yılında 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillenmiş olan kabartma, bu etkiyle yapılan kabartmalardandır. Kabartmada bir boğa üzerinde duran ve sağ elinde çift ağızlı balta, sol elindeyse şimşek demeti tutan bir figür yer alır. Yaklaşık 1 metre yüksekte, bir ana kayanın üzerinde yer alan kabartma, Prof. Dr. Serra Durugönül’e göre Roma Dönemi Fırtına Tanrısı Jüpiter Dolichenus’tur. Hitit Dönemi’nde Suriye bölgesinde tapınım gören Tanrı Hadad’a, Roma Dönemi’ndeki Jüpiter ile tapınımına devam ettiğini söylemek mümkündür.  Hititler’in baş tanrısı olan Fırtına Tanrısı Teşup, Luvice Tarhunzas adıyla anılmıştır. Luvi halkı ile birlikte Kilikia, Kapadokya, Pisydia, Karia, Lydia ve Kuzey Suriye’de bu tanrıya tapıldığını görmekteyiz. Hitit inançlarında tapınım gören tanrıların bölgede farklı isimlerle devam etmesi aslında Anadolu’da çok da şaşılacak bir durum değildir. Hititler de kendilerinden önceki Anadolu inançlarını benimsemiş ve  mevcut inançların devam etmesinde himayesi altındaki halka hiçbir sorun çıkartmamıştır. Jüpiter Dolichenus da Kommagene'den Roma'ya, oradan da lejyonlar aracılığıyla İngiltere, Ren ve Tuna kıyılarına dek ulaşmıştır. M.S. 2. ve 3. yüzyıllarda da buralarda iyice yaygınlık göstermiştir. Antik Roma’da bir gizem kült tanrısı olan Jüpiter Dolichenus, yalnızca bir gökyüzü tanrısı olarak görülmemiş, aynı zamanda askeri başarı ve güvenliği da sağladığına inanılmıştır.

Whatsapp Image 2025 02 23 At 18.18.29

Karatepe

Kilikia Bölgesi’ndeki Yumuktepe, Gözlükule, Kinet Höyük. Soli Höyük ve Tatarlı Höyük gibi tarihi dönemlerin en eski zamanlarına gidebileceğimiz höyüklerde de Hitit izlerini rahatça takip etmemiz mümkündür. Bunlar içerisinde en önemlilerden biri olan Yumuktepe’de M.Ö. 7000’den itibaren ticaret yolları saptanırken M.Ö. 5000’den sonra da höyüğün tepesinde stadel adı verilen küçük bir kalenin kalıntılarına rastlanılmıştır. Hitit İmparatorluğu zamanında da çevresinin surlarla çevrildiği, yapılan araştırmalarda ortaya çıkmıştır.

Tarsus Gözlükulu’de M.Ö. 2000’li yılların ortalarında, Hititler’in yayılmacı politikalarının ilk hedeflerinden biri olan antik Kizzuvatna’ nın (Çukurova) içerisinde kalan bir höyüktür. Hitit Krallığı’nın politik, ekonomik ve kültürel etkisine giren bölgenin, krallığın en önemli merkezlerinden biri olduğu mimari kalıntılardan, mühür, mühür baskısı ve seramik parçalarından anlaşılmaktadır. Höyükte ortaya çıkartılan Hitti toprak bağış belgesi ve kil toprak üzerine basılmış Hitit kralı III. Hattuşili’nin eşi kraliçe Puduhepa’nın mühürü, bölgedeki Hitti varlığının en önemli delillerindendir.

Son yıllarda önemli buluntuların ortaya çıkartıldığı Tatarlı Höyük’ün, Hitit İmparatorluğu’nun son dönemlerinde imparatorluğa katılan Kizzuvatna Krallığı’nın en önemli yerleşimlerinden biri olduğu anlaşılmıştır. Ele geçen buluntulardan höyüğün Hititler’in Kizzuvatna’daki önemli bir kutsal merkezi olan ve kraliçe Puduhepa’nın doğduğu yer olan Lawazantiya olabileceği düşünülmektedir.

Whatsapp Image 2025 02 23 At 18.18.28 (3)

Muvatalli Kabartması - Sirkeli

Kizzuvatna’nın batı sınırında yer alan Soli Höyük’te, Yumuktepe ve Gözlükule’de olduğu gibi Hitit Dönemi çanak çömleğine rastlanmıştır. Bu buluntular Hitti etkisinin bölgeye M.Ö. 2. binin ikinci yarısından itibaren ulaşmaya başladığını göstermektedir.

Kilikia Bölgesi’ndeki tarihi varlıklar daha çok Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine dayanır. Hiç de basite alınmayacak sayıda Hitit Dönemi’nden kalan kabartmaları, yöredeki höyüklerden çıkartılan ve müzelerde sergilenen buluntuları Kilikia bölgesi’nde görmeniz mümkündür. Özellikle ülkemizin ilk açık hava müzesi olan Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi’nde göreceğiniz Hitit Dönemi eserleri, bırakın sadece Kilikia Bölgesi’ni, Türkiye’nin en zengin Hitit Dönemi eserlerinin sergilendiği, olağanüstü güzellikte bir açık hava müzemizdir. Bir gün Kilikia’daki Hitit izlerinin peşine düşmek isterseniz, ilk ziyaret edeceğiniz yer kesinlikle Karatepe olmalıdır.