Kaç yüzyıl geçti, müzede tablolarda gülümserler.
Düşleri büyüktü, bir dokunsan gövde iki titrer.
Karnavalda, panayırda maske ardına gizlenir çoğu,
Kol kola yürürken bahçede, bakışları dalar görünmeyene
Göğsü, gözü çiçek; yüreği şiir, nefesi karanfille beslenir.


Gülden buketler getirilmişti, şenlikte kolye armağan.
Ay gözünde doğar, gözünde batar seyredince, güneş parlar
Kimin sevgilisi, alem bilir, mektup sık gelir, özgürdür.
Maskeli karnavalda, sütun ardında gizli öpülür, fırtına eser
Mahalleye, sülaleye, söylentiye meydan okur, direnir.
Rüzgâr saçlarını savurur, iniltiler karışır, yaprak dökülür.
Kahkaha özü yaşamın; aşk denir, başka denmez.


Yan bakış görmez, teğet geçer; acemiyi, zoru istemez
Gece mahrem, flüt üfler, göz yaşı döker istenmeyince
Özlemle şarkı söyler; şarkıyla büyüdükçe büyür özlem
Akıl yüreğe iner, gözler titrer, sessizlik başka hüzün.
Gündüz geceyi, gece gündüzü özler, sırdır bilinmez
Besteci şenliği seyreder balkonda, mevsimi besteler
Tutkulu çaresiz susar, su çağlar, kimdir sevgili bilinmez.


Birlikte çalışmak sevinç; bağda şarap üretir, balık tütsüler
Mevsim bahar, çiçek açar, çiçek kapanır, hayat devinir
Oyunlar artık şarkılı, hikâyeler şarkıyla dinlenir
Soyludur aileler, geçmiş yüzyılları dilden yüze anlatır,
Karşı kıyı kadınları okur, yazar, arya söyler; resmeder, dinler.
Lüferi, leyleği, kirpiyi, şairi tanır; sözleri, gülümsemesi geleceğe kalır.