Bir İlkin Mimarı: Mersin Serbest Bölgesi ve Bir Valinin Vizyonu

Sabahattin Çakmakoğlu'nun Mersin valiliğindeki en kalıcı ve ülke ekonomisine katkısı en büyük hizmetlerinden biri, hiç şüphesiz Türkiye'nin ilk Serbest Bölgesi'ni hayata geçirmek olmuştur. Dış ticareti geliştirmek için dünyada yaygın olarak uygulanan bu sistemin ülkemizdeki ilk örneğinin Mersin'de kurulması, onun öncü ruhu ve vizyoner idareciliğinin bir sonucuydu. Bu süreçte, bölgenin altyapısının temelinden itibaren planlanmasından, tesislerin bitirilip hizmete açılmasına kadar yoğun bir mesai harcanmıştı.

Serbest Bölgeler, ülkenin gümrük bölgesi dışında sayılan, ticari ve sınai faaliyetler için özel teşvik ve kolaylıkların sağlandığı alanlardır. Amacı, yabancı sermayeyi çekmek, ihracatı artırmak ve ekonomiyi canlandırmaktır. Örneğin, Antalya Serbest Bölgesi turizm ve tarım, İstanbul Atatürk Havalimanı Serbest Bölgesi ise lojistik ve ticaret odaklıdır. Mersin Serbest Bölgesi (MESBAŞ) ise, 1987'de Türkiye'nin bu alandaki ilk ve öncü adımı olmuştur. (Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı, Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü).

Çakmakoğlu, inşaat sürecini yönetmekle kalmamış, bölgenin faaliyete geçmesinden sonra da verimli bir şekilde işlemesi için MESBAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de üstlenmişti. Bu çift taraflı sorumluluk, onun projeye olan inancının ve vizyoner oluşunun bir göstergesiydi. Ancak her yenilik gibi bu proje de başlangıçta tam anlaşılamamıştı. Açılış töreni için Mersin'e gelen merhum Başbakan Turgut Özal ve beraberindekiler arasında, konuya hâkim olmayan bazı kişilerin, "Bu nasıl açılışmış?" veya "Sadece güzel bir kapı açtılar," şeklindeki serzenişlerini de anılarında samimiyetle aktarıyor.

Çakmakoğlu'nun bu eleştirileri bizlere aktarması, onun halkın ve çevresinin geri bildirimlerine ne kadar açık olduğunu gösterir. Bu, gururu değil, gerçeği ve hizmetin nesnel sonuçlarını önemseyen bir idareci portresi çizer. Bu dürüst anlatım, elbette onun güvenilirliğini pekiştirmektedir.

Oysa zaman, Çakmakoğlu'nun vizyonunun ne kadar isabetli olduğunu gösterdi. Mersin Serbest Bölgesi, kısa sürede büyük bir başarı hikayesine dönüştü ve ardından açılan Antalya, Ege (İzmir) ve İstanbul Serbest Bölgeleri gibi diğer bölgeler için bir model ve öncü oldu. Bu ilk yıllardaki zorlu kurulum sürecinde, başta Engin Gürdeniz olmak üzere, emeği geçen tüm arkadaşlarının katkısını da her fırsatta vurgulamayı ihmal etmemiştir.

Ancak, Çakmakoğlu'nun anlatımındaki en çarpıcı yönlerden biri, Ankara'daki merkezi teşkilatla olan verimli işbirliğine ve oradaki görevlilere de hakkını teslim etmesidir. Bu başarının arka planında, Devlet Planlama Teşkilatı'na (DPT) bağlı Serbest Bölgeler Başkanlığını yürüten Yalçın Alaybeyoğlu'nun bilgisi, yapıcı takipçiliği ve Mersin'e gönderdiği uzman ekibin katkıları büyüktü. Çakmakoğlu, daha nice hizmetler yapacağı bir yaşta vefat eden Yalçın Alaybeyoğlu'nu sevgi, minnet ve rahmetle anardı.

Merhum Çakmakoğlu'nun her hizmeti geçeni, özellikle de merkez teşkilatındaki mütevazı ama etkili isimleri anması, onun ne kadar vefakâr ve takım ruhuna inanan bir lider olduğunun kanıtıdır. Bu özellik, onun bir "icracı" olmakla kalmayıp aynı zamanda emeği görüp takdir eden, çalışma arkadaşlarının motivasyonunu ve aidiyet duygusunu yükselten bir "lider" olduğunu gösterir. Bu yaklaşım, büyük başarıların ancak kolektif bir çabayla mümkün olabileceği inancından kaynaklamaktadır.

16.11.2025 | BİR VALİNİN İZİNDE: SABAHATTİN ÇAKMAKOĞLU’NU ANMAK-VIII- |Bir Şehrin Çehresini Değiştirmek: Kamu Binaları ve Sahil Şeridi.