Bilgisiz, duasız, selamsız yola çıktım, fidan dikmek için

Çorak toprağa diktim çaresiz; ben yeşerdim, uzadı benliğim

Küçük bahçede üzüm, incir, zeytin, hurma niyetim

Yanıyor, azalıyor orman; korumam büyütmem isteğim

Çalışırken seni özledim. Aradığım sincap, kuşlar, yeni söylevin.

Süt içer miyim, hangi, tanımadım ki, uzakta kangurular,

Görünen çöl serap görünmez, müdahale malum akıbet

Evrim, erdem, uygarlık üzerine çalıştım lamba kör çadırda.

Yanımda andımızı taşıdım, okudukça ilerledim, anladım

Özgürlüğe ulaşır mı ulus; beyaz, kara düşündüm.

Kum tepeler, engeller aştım, düzen kurmak gayem.

Denizde balıklar, havada kuşlar, kovanda arılar bir bütün.

İşim, işlevim, sana sevgim yaşam nedenim.

Karanlıktaydım, varlık yokluk arası. Kuru kumda daha kurudum..

Işığı tüm yitirdim. Açıldı yaram geçmişten, kanadı kanım.

Yüzünü göremiyorum, sen mi geldin, beni mi arıyorsun.

Beni, ben artık değilim, çoktan kaçırdım

Bakışım dönüştü, söyleyeceklerim

komşu kıza rastladım, sararmadım.

Pembe dudaklar gerçek miydi hatırlayamadım

Pusula yok, hepsi Cenevizliler’de.

Cenevizliler denizi bilirler, kule dikerler.

imam, tek kitabı eskitir bizde.

Mahrumiyetten yararlandım. Altın aldım

Kızı tam babasından isteyecektim,

piyanist olduğunu öğrendim.

piyanosunu çalsın fazla karıştırmasın dedim

sabah namazına kalksın, ardından madrigaller söylesin

Göz alıyor, akıl alıyor, sarayda yitiriyorum aklı.

Yolgeçen Han’daydım sonra, müstakil evde.

Çok dil var anlamadığım, yandan çarklı vapur geldi

Yeşil boğaz baştanbaşa. Ben atladım gidiyorum.

Boşanırcasına ağladım akasya altında,

kalmadı, sebepsiz gitti.

Narçiçeği kız gece gündüz piyanistti

Canım var candan içeri, bulamadım diğerini

Yunus söylemiş, ben yoktum o zaman.

Akasya altında birdik. Rüzgârla, şiirle gezerdik
Marifetti, düşen yaprakları sayardık,

bildirirken gerekli sandık.

İsmim yazılı maarifte, yaprak var üstünde.

Harfleri bilmedim, öğrenmedim çiviyle yazmayı.

Kuşkonmaz nedir bilmezdi Macar Kız,

Tarifi Arif’e verdim bira içerken.

Müziği dinlemek değil okumak

Yemek saatleri, uyku saatlerine denk.

Yazar tanındı yazdıklarından, bir de kedi.

Sütçüyü, ütücüyü tanıdı kedi kokusundan.

Bıktılar gürültülü gecelerde yazar ve kedi

Söyleşmediler sokakta kalabalıkla,

inmediler evden, insanlarla söyleşmediler