Beyaz fulleri toplarken Grasya,
Ürktü beni görünce önce, gülümsedi sonra
Tek kaldım, bende kaldı gülümseme gece.
Şaşırdım, kıyıda barınmak istedim.
Götürebilirdim ovaya son kervanla
Dinin ayrı, tarlan yok dediler.

Ay büyürken acılarım pekişiyor o zaman.
Gülümseme zihnimde geziyor her an
Dudakları dudaklarıma değseydi, sesimin tellerine
Ateş yaksaydık, söyleşseydik,
Bayram muntazam başlardı bitmeyecek.

Arılar ara verince, çiçeğe değil bize konacak
Ördekler var gölde, tümü beyaz sevdiğin.
Dinler ayrıştırmayacak, gör bak.
Sevdamız sure olacak, yeni dualar yazılacak.

Yalnız yürüdüm gölün kıyısında.
Sanki kavuştuk, beraberiz yüz yüze, tutuştuk.
Bir sandal var salkım söğüt altında
Binip kaçsaydık. Uzaklaşınca sarılsaydık

Çarem yok, anlatacaktım kürek çekerken
Düşümü, sözcüklerini güzelliğini.
Senin için ve seni yazacağım Grasya,
Uygun, zengin, yeni bir dil bulacaktım.

Yetersiz kalır diller, yeni sözcükler üreteceğim
Unutulmuş bir dil çıkarırdım çölden.
Tutkumu yazdım, tutulan ferahlayacak
Yeniden doğacak bir medeniyet bulurdum.