Bir maraton, sadece spor değildir. Asfaltın, toprağın, taşların üzerinde atılan her adım; geçmişin, bugünün ve geleceğin izlerini taşır. Hele ki bu maraton, tarihin, doğanın ve insanın iç içe geçtiği bir coğrafyada düzenleniyorsa… 18 Mayıs’ta dördüncüsü gerçekleştirilecek olan Uluslararası Ultra Kilikya Maratonu da tam olarak böyle bir anlam taşıyor. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin özenle hayata geçirdiği bu organizasyon, hem sporun gücünü hem de Mersin’in kadim mirasını bir araya getiriyor.

Mersin doğal güzellikleri, tarihi zenginliği ve kültürel çeşitliliğiyle adeta açık hava müzesi. Ancak bu şehir, sadece geçmişe değil, geleceğe de koşuyor. Ultra Kilikya Maratonu, işte bu gelecek vizyonunun en çarpıcı yansımalarından biri. Bu etkinlik sayesinde hem ulusal hem de uluslararası düzeyde birçok sporcu, sadece bir yarışa değil, bir hikayeye dahil oluyor. Her adım, Toroslar’ın eteklerinden geçip antik kentlerin gölgesine düşüyor; her nefes, Mersin’in denizden dağlara uzanan eşsiz coğrafyasına karışıyor. Maraton, yalnızca bir dayanıklılık testi değil; aynı zamanda bir tanıtım seferberliği. Mersin’in tarihi dokusu, doğa harikaları ve kültürel zenginlikleri, bu etkinlik aracılığıyla tüm dünyaya sunuluyor. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen yarış, artık sadece bir spor etkinliği değil, bir gelenek haline geldi ve her geçen yıl bu gelenek, daha fazla insana dokunuyor.

Yarış güzergâhı boyunca yer alan antik yollar, Roma döneminden kalma kalıntılar, kıyı boyunca uzanan deniz manzaraları ve iç bölgelere uzanan doğal patikalar, sporculara adeta bir zaman yolculuğu yaşatıyor. Sporcular, yalnızca rakiplerine karşı değil, doğaya, zamana ve kendilerine karşı da yarışıyor ve bu eşsiz deneyim, izleyenler için de unutulmaz bir görsel şölen anlamına geliyor. 4. Uluslararası Ultra Kilikya Maratonu, yalnızca bir spor etkinliği değil; Mersin’in vizyonudur, kimliğidir, geleceğidir. Tarihin ve doğanın kalbinde atılan her adım, bu güzel kentin dünyaya açılan penceresini biraz daha aralıyor ve bizler, bu pencerenin ardındaki güzellikleri görmek için sadece bakmakla kalmamalı, o hikayenin bir parçası olmalıyız. Çünkü bazen bir şehir, en güzel kendini koşarken anlatır.